Results for fulfilling translation from English to Turkish

are they fulfilling this mission as was expected?
bu görevi beklenilen şekilde yerine getirebiliyorlar mı?

after fulfilling any bequest and paying off debts.
(ancak bu hükümler, ölenin) ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır.

what is the company supposed to know for fulfilling improvements?
İyileştirmeler gerçekleştirmesi için fabrikanın bilmesi gerekenler nelerdir?

"eulex is not fulfilling its mandate to impose rule of law.
hasani, "eulex, hukuk düzenini tesis etme görevini yerine getirmiyor.

olympus was able to partially succeed in fulfilling these high expectations.
olympus'un kullanıcıların yüksek beklentilerini bir şekilde başarılı olarak karşıladığını görüyoruz.

after fulfilling any bequest and paying off debts, without any prejudice.
(bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır.

yet strasbourg is on the verge of fulfilling this old pan-european dream.
strasbourg ise, bu eski avrupa düşünü tamamlamanın eşiğine gelmiş durumda.

it's a self-fulfilling prophecy. we can't get out of it.
bu kendini gerçekleştiren bir kehanet. bunun dışına çıkamayız.

in fulfilling its mandate, the committee shall establish appropriate contacts with thesocial partners.
madde iii-123’te belirtilen hedeflere ulaşılmasıiçin, ortak bir tarım piyasa- larıörgütü kurulur.

it found the country has made limited progress in fulfilling the political criteria for joining the eu.
belgede, ülkenin ab üyeliği için gerekli siyasi kriterleri karşılamada sınırlı ilerleme kaydettiği belirtiliyor.

authorities say 16% of energy will come from renewable sources by 2020, fulfilling eu criteria.
yetkililer, 2020 yılına kadar enerjinin %16'sının yenilenebilir kaynaklardan gelerek ab kriterlerinin karşılanacağını ileri sürüyorlar.

as for abraham's prayer for his father, he was fulfilling a promise he had made to him.
İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi.

the ministers concluded serbia made considerable progress in fulfilling political and economic criteria, and advanced dialogue with kosovo.
bakanlar sırbistan'ın siyasi ve ekonomik kriterleri yerine getirme ve kosova ile diyaloğu ilerletmede belirgin ilerleme kaydettiği sonucuna vardı.

but i walked away from that, because my passion was here, and because i wanted to do things that were fulfilling.
ama istifa ettim çünkü tutkum burasıydı, afrikaydı. Çünkü daha tatmin edici işler yapmak istiyordum.

her comments followed talks with top serbia-montenegro officials, who said they are committed to fulfilling international obligations.
del ponte'nin bu aciklamayi, uluslararası zorunluluklarını yerine getirmeye kararlı olduklarını söyleyen sırbistan-karadağlı üst düzey yetkilileriyle gorustukten sonra yapti.

"the problems are to be solved, not to be used for fulfilling political party goals," she concluded.
yazar, "sorunlar, siyasi parti hedeflerine ulaşmak üzere kullanılmak için değil, çözülmek içindir." diyor.

kostunica noted however that "the country's stability must be taken into account" when fulfilling those obligations.
ancak kostunica, bu yükümlülükler yerine getirilirken "ülke istikrarının hesaba katılması gerektiğini" söyledi.

if there are more siblings, they share one-third. after fulfilling any bequest and paying off debts, without any prejudice.
bunlar allah tarafından tavsiye edilmiştir.

ka: were you conscious of suddenly -- as a designer whose work is all about fulfilling wants -- suddenly fulfilling needs?
ka: aniden isteklerini karşılıyor olabileceğinin -- bir tasarımcı olarak eylemlerin istediğini elde etme olduğu gibi -- bilincinde miydin?

"co-operation with the hague court is necessary, including fulfilling ... our international obligations," g17 plus spokeswoman ksenija milivojevic said.
g17 plus sözcüsü ksenija milivoyeviç, "uluslararası yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi de dahil olmak üzere ... lahey mahkemesiyle işbirliği gereklidir," dedi.