Results for messy translation from English to Turkish

life can be messy.
hayat biraz karmaşık olabilir

my hair is so messy!
saçım çok dağınık.

it's really messy.
korkunç bir kirlilik...

tom is a messy person.
tom dağınık bir kişi.

this is as messy as it gets.
bundan karmaşığı olamaz.

the world is quite a messy place.
dünya hayli karmaşık bir yerdir.

but i want to be able to make them not messy.
ama onları çözebilmek de istiyorum.

they wanted it messy, and we were happy to oblige.
darmadağın olmasını istedik ve zorlandığımız için mutluyum.

human relationships are rich and they're messy and they're demanding.
İnsan ilişkileri çok zengin olduğu gibi dağınık ve talepkar.

so, what's interesting about this system is that it's messy.
bu sistemin ilginçliği karmakarışık oluşudur.

and i chose this one because it's complicated and messy looking, right.
ben bu diyagramı seçtim çünkü çok karmaşık bir görüntüsü var,

you'd keep this on your porch. it was a little bit messy and kind of a pain.
bunu verandada tutardınız. biraz pislik çıkarırdı ve biraz yorardı.

it's because it's a big problem, and it's complicated and messy.
Çünkü bu problem büyük, karışık ve dağınık.

it’s important that we love babies, and that we not be put off by, say, messy diapers.
bebekleri sevmek önemlidir. mesela kötü kokan çocuk bezleri bizi yıldırmamalıdır..

"it's my party: a republican's messy love affair with the gop".
==kaynakça====ek okumalar==*robinson, peter "it's my party: a republican's messy love affair with the gop".

but again, these are done in these primordial conditions, really messy conditions, not sort of sterile laboratory conditions.
yine söylüyorum, bu deneyde ilkel şartlar taklit edildi. koşullar çok pisti. steril laboratuvar şartları kullanılmadı.

the challenge now is to find the least messy solution, one which has the potential to bring long term stability here and pave the way for integration with europe.
zor olan nokta, bölgeye uzun vadeli istikrar getirecek ve avrupa ile bütünleşme yolunu açacak, en az karmaşık çözümü bulmak.

with a new leadership taking the reins in pristina and the latest phase of negotiations nearing its end, the eu is looking for the least messy way out of the kosovo puzzle.
priştine’de yeni hükümetin kurulduğu ve öte yandan da müzakerelerin sonuncu safhasına yaklaşıldığı bir ortamda, ab, kosova bilmecesini çözecek en az karmaşık yolu bulmaya çalışıyor.

and he said, "she's telling me that i'm messy, and i have to clean up my room."
"bana da çok dağınık olduğumu söylüyor ve odamı toplamam konusunda uyarıyor."

how many problems of life can be solved actually by tinkering with perception, rather than that tedious, hardworking and messy business of actually trying to change reality?
hayatta kaç problem aslında algımızı tamir ederek çözülebilir, can sıkıcı, çok çalışmayı gerektiren ve karmakarışık gerçeği değiştirme işlerine nazaran?