Results for vigilance translation from English to Turkish

success in life lies in diligence and vigilance.
hayatta başarı, çalışkanlık ve uyanıklık içinde yatar.

op 04.06.01 medical device vigilance procedure
op 04.06.01 tıbbi cihaz teyakkuz prosedürü

the next process is executed according to the vigilance procedure.
bundan sonraki süreç teyakkuz prosedürüne göre yürütülür.

4.4 op 04.06.01 medical devices vigilance system
4.4 op 04.06.01 tıbbi cihazlar teyakkuz sistemi

immediately before the coalition action in iraq, macedonian security forces heightened their vigilance.
koalisyon'un irak'ta harekete geçmesinden hemen önce, makedon güvenlik güçleri ülke içinde teyakkuz durumuna geçti.

a reflection on the information available also reminds us of the need for continued vigilance and of the dangers of complacency.
mevcut bilgiler bize sürekli olarak dikkatli olma gereğini ve gevşeklik göstermenin tehlikelerini hatırlatmaktadır.

finally, in some countries that have never experienced largescale epidemics among idus, some recent prevalence data suggest that vigilance is warranted.
son olarak, hiçbir zaman euk’lar arasında geniş ölçekli salgınlarla karşılaşmamış olan bazı ülkelerdeki bir takım yeni yaygınlık verileri tedbirli olmayı gerektirmektedir.

nonetheless, the falling price of the drug and the increase in the number of young heroin users in treatment in some countries underlines the need for continued vigilance.
avrupa çapında, hcv oranları enjekte eden kesimler arasında yüksek olup, çalışmalar enjekte eden gençlerin bu hastalığı uyuşturucu kullanma dönemlerinin başlarında kapmaya devam ettiğini ve bunun müdahale olanaklarını sınırlandırdığını göstermektedir.

there is some evidence that dopamine acts downstream to two other neuromodulators, noradrenaline and serotonin, responsible for vigilance and for the control of impulsivity, respectively.
dopaminin, sırasıyla tetikte bulunma ve içgüdüleri kontrol altında tutmakla sorumlu olan noradrenalin ve serotonin gibi diğer iki nöromodülatör üzerinde etkisi olduğuna dair bazı kanıtlar bulunmaktadır.

however, vigilance is needed as some member states continue to show high rates of new hiv infections linked to injecting drug use, and the situation is even more worrying in some neighbouring countries.
bununla beraber, bazı Üye devletler enjekte ederek uyuşturucu kullanımına bağlı yeni hiv enfeksiyonlarında yüksek oranlar sergilemeye devam ettiklerinden, ihtiyatlı olmak gerekmektedir.

3.3 for all the products manufactured by the original equipment manufacturer, the original equipment manufacturer and safİl should undertake to develop the vigilance activities for mutual negotiations on the final result of an activity.
3.3 oem tarafından üretilen tüm ürünler için oem ve safİl, bir etkinliğin nihayi sonucu hakkında karşılıklı müzakere için teyakkuz aktivitelerini geliştirmeyi üstlenmelidir.

news agency kosovalive reports that police have increased "the level of vigilance, adding patrols near every school in kosovo due to the mysterious poisoning of high school students of fushe kosova".
kosovalive haber ajansının bildirdiğine göre polis, "fuşe kosova'da lise öğrencilerinin gizemli bir şekilde zehirlenmeleri nedeniyle uyarı seviyesini artırarak kosova'daki her okulun yakınında bir devriye görevlendirdi".

"maintaining vigilance is going to be a long and exhausting process," ryan said. "nobody can say with any certainty when a pandemic virus will emerge."
"teyakkuzu sürdürmek uzun ve yorucu bir süreç olacak," diyen ryan sözlerini şöyle sürdürdü: "salgın bir virüsün ne zaman ortaya çıkacağını kimse kesin olarak söyleyemez."