Results for will you live with me for good translation from English to Turkish

will you come with me?
benimle gelecek misin?

will you go shopping with me?
benimle alışverişe gidecek misin?

will you exchange seats with me?
benimle yerleri değiştirir misin?

who do you live with?
kiminle yaşıyorsunuz?

you may stay with me for the time being.
Şimdilik benimle kalabilirsin.

will you excuse me for just a moment?
biraz izin verir misiniz?

do you live with someone?
biriyle birlikte mi yaşıyorsun?

will you listen to me for a few minutes?
beni birkaç dakikalığına dinleyecek misin?

you can stay with me for 20 years, go tomorrow.
benimle 20 yıl yaşayabilir ya da yarın gidebilirsiniz.

why have you been so angry with me for the last week?
geçen hafta neden bana böyle kızgındın.

it's about who you live with.
kiminle yaşadığınız ile ilgili.

come with me, will you?
benimle gel, olur mu?

if you do not desist, i will certainly stone you, and keep no relation with me for a long while.”
bu işten vazgeçmezsen taşlarım seni, uzun bir zaman görünme, git, bırak beni.

don't be angry with me, for i did it for your sake.
bana kızma, ben onu senin hatırın için yaptım.

and i said, "wow, and how long will you live in the cave?"
ve ben dedim ki, "vay canina, peki ne kadar magarada kalacaksin?"

do not plead with me for the unjust; they will be drowned."
haksızlık yapanlar için bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır."

how do you live with yourself if you know you've committed horrific crimes?
bu şekilde korkunç suçları işlediğinizi biliyorsanız nasıl kendinizle barışık olabilirsiniz?

his nation argued with him. he said: 'will you argue with me about allah, indeed he guided me!
halkı kendisi ile tartışmaya girişti: o dedi ki: “allah, bana doğru yolu göstermişken, siz hâlâ benimle o'nun hakkında tartışıyor musunuz?

his people argued with him. he said, ‘do you argue with me concerning allah, while he has guided me for certain?
halkı kendisi ile tartışmaya girişti: o dedi ki: “allah, bana doğru yolu göstermişken, siz hâlâ benimle o'nun hakkında tartışıyor musunuz?

they're about where you live, how many people you live with, and whether you own your home or not.
nerede yaşadığınız ve kaç kişi ile birlikte yaşadiginizla ilgili. ve kendi evinize sahip olup olmadığınızla ilgili.