Results for vidinte translation from Esperanto to Turkish

Computer translation

Trying to learn how to translate from the human translation examples.

Esperanto

Turkish

Info

Esperanto

vidinte

Turkish

 

From: Machine Translation
Suggest a better translation
Quality:

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Esperanto

Turkish

Info

Esperanto

kaj, vidinte jesuon el malproksime, li kuris kaj adorklinigxis al li;

Turkish

uzaktan İsayı görünce koşup geldi, onun önünde yere kapandı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj tiel same unu levido, veninte al la loko kaj lin vidinte, preterpasis aliflanke.

Turkish

bir levili de oraya varıp adamı görünce aynı şekilde geçip gitti.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

nu, vere tuj vidinte vin mi ekpensis ke tempo mankus al mi por manĝi eĉ peceton.

Turkish

aslında seni görünce bir ısırık bile almaya vakit bulamayacağımı düşündüm.

Last Update: 2016-10-27
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj tion vidinte, ili sciigis pri la diro, kiu estis parolita al ili pri cxi tiu infano.

Turkish

onları görünce, çocukla ilgili kendilerine anlatılanları bildirdiler.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj jesuo, veninte en la domon de la estro kaj vidinte la flutistojn kaj la homamason bruantajn,

Turkish

İsa, yöneticinin evine varıp kaval çalanlarla gürültülü kalabalığı görünce, ‹‹Çekilin!›› dedi. ‹‹kız ölmedi, uyuyor.›› onlar ise kendisiyle alay ettiler.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj laux okazo unu pastro malsupreniris la saman vojon; kaj lin vidinte, li preterpasis aliflanke.

Turkish

bir rastlantı olarak o yoldan bir kâhin geçiyordu. adamı görünce yolun öbür yanından geçip gitti.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj vidinte unu el ili suferi maljustecon, li defendis kaj vengxis la premiton, batante la egipton;

Turkish

onlardan birine haksızlık edildiğini gören musa, onu savundu. haksızlığı yapan mısırlıyı öldürerek ezilenin öcünü aldı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj izrael diris al jozef: nun mi volonte mortos, vidinte vian vizagxon, cxar vi vivas ankoraux.

Turkish

İsrail yusufa, ‹‹yüzünü gördüm ya, artık ölsem de gam yemem›› dedi, ‹‹yaşıyorsun!››

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj ili eliris el la malliberejo, kaj eniris en la domon de lidia; kaj vidinte kaj konsolinte la fratojn, ili foriris.

Turkish

pavlus'la silas zindandan çıkınca lidya'nın evine gittiler. kardeşlerle görüşüp onları yüreklendirdikten sonra oradan ayrıldılar.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

cxar ne sekvinte fabelojn sofismajn, ni konigis al vi la potencon kaj alvenon de nia sinjoro jesuo kristo, sed vidinte per propraj okuloj lian majeston.

Turkish

rabbimiz İsa mesihin kudretini ve gelişini size bildirirken uydurma masallara başvurmadık. onun görkemini gözlerimizle gördük.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj kiam la sep tagoj preskaux finigxis, la judoj el azio, vidinte lin en la templo, incitis la tutan homamason, kaj lin kaptis,

Turkish

yedi günlük süre bitmek üzereydi. asya İlinden bazı yahudiler pavlusu tapınakta görünce bütün kalabalığı kışkırtarak onu yakaladılar.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

cxiuj tiuj mortis en fido, ne ricevinte la promesojn, sed vidinte kaj salutinte ilin de malproksime, kaj konfesinte, ke ili estas fremduloj kaj migrantoj sur la tero.

Turkish

bu kişilerin hepsi imanlı olarak öldüler. vaat edilenlere kavuşamadılarsa da bunları uzaktan görüp selamladılar, yeryüzünde yabancı ve konuk olduklarını açıkça kabul ettiler.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj la homamaso, vidinte tion, kion pauxlo faris, levis sian vocxon, kaj diris en la likaonia lingvo:la dioj en homa formo malsupreniris al ni.

Turkish

pavlusun ne yaptığını gören halk likaonya dilinde, ‹‹tanrılar insan kılığına girip yanımıza inmiş!›› diye haykırdı.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj jesuo, sin turninte kaj vidinte sxin, diris:kuragxu, filino; via fido vin savis. kaj en tiu sama horo la virino resanigxis.

Turkish

İsa arkasına dönüp onu görünce, ‹‹cesur ol, kızım! İmanın seni kurtardı›› dedi. ve kadın o anda iyileşti.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

sed herodo, vidinte jesuon, treege gxojis; cxar de longe li deziris vidi lin, cxar li jam auxdis pri li, kaj li esperis vidi ian signon, faritan de li.

Turkish

hirodes İsayı görünce çok sevindi. ona ilişkin haberleri duyduğu için çoktandır onu görmek istiyor, gerçekleştireceği bir belirtiye tanık olmayı umuyordu.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Esperanto

kaj jen oni alportis al li paralizulon, kusxantan sur lito; kaj jesuo, vidinte ilian fidon, diris al la paralizulo:kuragxu, filo, viaj pekoj estas pardonitaj.

Turkish

kendisine, yatak üzerinde felçli bir adam getirdiler. İsa onların imanını görünce felçliye, ‹‹cesur ol, oğlum, günahların bağışlandı›› dedi.

Last Update: 2012-05-04
Usage Frequency: 1
Quality:

Get a better translation with
7,747,824,651 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK