Results for ausstoßen translation from German to Turkish

und denen, die einen schelteschrei ausstoßen,
bağırıp sürenlere,

einzeln nacheinander will ich sie vor dir her ausstoßen, bis du wächsest und das land besitzest.
siz çoğalıncaya, toprağı yurt edininceye dek onları azar azar kovacağım. bilinmiyor. dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.

so wir der herr alle diese völker vor euch her ausstoßen, daß ihr größere und stärkere völker vertreibt, denn ihr seid.
rab bu ulusların tümünü önünüzden kovacak. sizden daha büyük, daha güçlü ulusların topraklarını mülk edineceksiniz.

ich will sie nicht auf ein jahr ausstoßen vor dir, auf daß nicht das land wüst werde und sich wilde tiere wider dich mehren;
ama onları bir yıl içinde kovmayacağım. yoksa ülke viran olur, yabanıl hayvanlar çoğaldıkça çoğalır, sayıları sizi aşar.

und ich will vor dir her senden einen engel und ausstoßen die kanaaniter, amoriter, hethiter, pheresiter, heviter und jebusiter,
süt ve bal akan ülkeye senden önce bir melek gönderecek, kenan, amor, hitit, periz, hiv ve yevus halklarını oradan kovacağım. ben sizinle gelmeyeceğim, çünkü inatçı insanlarsınız. belki sizi yolda yok ederim.››

ihr sollt euch in dieser keinem verunreinigen; denn in diesem allem haben sich verunreinigt die heiden, die ich vor euch her will ausstoßen,
‹‹bu davranışların hiçbiriyle kendinizi kirletmeyin. Çünkü önünüzden kovacağım uluslar böyle kirlendiler.

und der herr, euer gott, wird sie ausstoßen vor euch und von euch vertreiben, daß ihr ihr land einnehmt, wie euch der herr, euer gott, geredet hat.
tanrınız rab bu ulusları önünüzden püskürtüp sürecektir. tanrınız rabbin size söz verdiği gibi, onların topraklarını mülk edineceksiniz.

halte, was ich dir heute gebiete. siehe, ich will vor dir her ausstoßen die amoriter, kanaaniter, hethiter, pheresiter, heviter und jebusiter.
bugün sana verdiğim buyruğu tut. amor, kenan, hitit, periz, hiv ve yevus halklarını senin önünden kovacağım.

wenn ich die heiden vor dir ausstoßen und deine grenze erweitern werde, soll niemand deines landes begehren, die weil du hinaufgehst dreimal im jahr, zu erscheinen vor dem herrn, deinem gott.
Öteki ulusları önünüzden kovacak, sınırlarınızı genişleteceğim. yılda üç kez tanrınız rabbin önüne çıktığınız zaman, kimse ülkenize göz dikemeyecek.

) ( gehen im fall eines ungebremsten ausstoßes an treibhausgasen weltweit von einem durchschnittlichen anstieg des meeresspiegels von etwa 1,0 m oder möglicherweise (wenn auch unwahrscheinlich) sogar bis zu 2,0 m bis zum jahr 2100 aus (d).
son zamanlarda yapılan tahminlere göre, sera gazı emisyonlarının önü alınmadığı takdirde, 2100’e kadar deniz seviyesindeki ortalama küresel artışın yaklaşık 1,0 m veya (muhtemel olmamakla birlikte) belki de 2 m’yi bulacağı öngörülmektedir (d).