Results for amare translation from Italian to Turkish

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Italian

Turkish

Info

Italian

amare

Turkish

sevmek

Last Update: 2009-07-01
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

mi ha saziato con erbe amare, mi ha dissetato con assenzio

Turkish

bana doyasıya pelinsuyu içirdi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

abbiate gran cura, per la vostra vita, di amare il signore vostro dio

Turkish

bunun için tanrınız rabbi sevmeye çok dikkat edin.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

poiché scrivi contro di me sentenze amare e mi rinfacci i miei errori giovanili

Turkish

gençliğimde işlediğim günahları bana miras veriyorsun.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

da questo conosciamo di amare i figli di dio: se amiamo dio e ne osserviamo i comandamenti

Turkish

tanrıyı sevip buyruklarını yerine getirmekle, tanrının çocuklarını sevdiğimizi anlarız.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

in quella notte ne mangeranno la carne arrostita al fuoco; la mangeranno con azzimi e con erbe amare

Turkish

o gece ateşte kızartılmış et mayasız ekmek ve acı otlarla yenmelidir.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

la celebreranno il quattordici del secondo mese al tramonto; mangeranno la vittima pasquale con pane azzimo e con erbe amare

Turkish

İkinci ayın on dördüncü gününün akşamüstü fısıh kurbanını kesip mayasız ekmek ve acı otlarla yiyecek.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

arrivarono a mara, ma non potevano bere le acque di mara, perché erano amare. per questo erano state chiamate mara

Turkish

maraya vardılar. ama maranın suyunu içemediler, çünkü su acıydı. bu yüzden oraya marafı adı verildi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

gente infedele! non sapete che amare il mondo è odiare dio? chi dunque vuole essere amico del mondo si rende nemico di dio

Turkish

ey vefasızlar, dünyayla dostluğun tanrıya düşmanlık olduğunu bilmiyor musunuz? dünyayla dost olmak isteyen, kendini tanrıya düşman eder.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

amarlo con tutto il cuore, con tutta la mente e con tutta la forza e amare il prossimo come se stesso val più di tutti gli olocausti e i sacrifici»

Turkish

İnsanın tanrıyı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan ve kurbanlardan daha önemlidir.››

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

in questo sta l'amore: non siamo stati noi ad amare dio, ma è lui che ha amato noi e ha mandato il suo figlio come vittima di espiazione per i nostri peccati

Turkish

tanrıyı biz sevmiş değildik, ama o bizi sevdi ve oğlunu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

poiché io oggi ti comando di amare il signore tuo dio, di camminare per le sue vie, di osservare i suoi comandi, le sue leggi e le sue norme, perché tu viva e ti moltiplichi e il signore tuo dio ti benedica nel paese che tu stai per entrare a prendere in possesso

Turkish

bugün size tanrınız rabbi sevmeyi, yollarında yürümeyi, buyruklarına, kurallarına, ilkelerine uymayı buyuruyorum. Öyle ki, yaşayasınız, çoğalasınız ve mülk edinmek için gideceğiniz ülkede tanrınız rab tarafından kutsanasınız.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Italian

e sappiate che il messaggero di allah è tra voi. se in molte questioni accondiscendesse ai vostri [desideri], voi sareste in gravi difficoltà; ma allah vi ha fatto amare la fede e l'ha resa bella ai vostri cuori, così come vi ha fatto detestare la miscredenza, la malvagità e la disobbedienza. essi sono i ben diretti;

Turkish

ve bilin ki içinizde allah'ın peygamberi var; işlerin çoğunda size itaat etseydi günaha girer, helak olurdunuz ve fakat allah, size inancı sevdirdi ve gönüllerinizde bezedi onu ve çirkin gösterdi size kafirliği ve buyruktan çıkmayı ve isyanı; işte onlardır en güzel işlerde başarı kazananlar.

Last Update: 2014-07-03
Usage Frequency: 1
Quality:

Reference: Translated.com

Get a better translation with
8,024,010,781 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK