Results for caratterizzato translation from Italian to Turkish

Computer translation

Trying to learn how to translate from the human translation examples.

Italian

Turkish

Info

Italian

caratterizzato

Turkish

 

From: Machine Translation
Suggest a better translation
Quality:

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Italian

Turkish

Info

Italian

se il consumo problematico di oppiacei è fortemente caratterizzato da modelli di consumo quotidiano, lo stesso spesso non si può dire per le sostanze

Turkish

her ne kadar sorunlu opioid kullanımı önemli oranda günlük kullanım alışkanlıklarıyla belirlense de, bu durum uyarıcı uyuşturucular için çoğunlukla geçerli değildir.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

la commissione europea haritenuto che un simile potere di mercato avrebbe provocato un rialzo dei prezzisu un mercato già caratterizzato da prezzi elevati.

Turkish

komisyon bu düzeyde bir pazarpayının, zaten yüksek olan fiyatları daha da artıracağı sonucuna vardı.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

se questa retorica suona familiare è perchè, in tempo di crisi, essa ha caratterizzato il vecchio continente in maniera ciclica, per secoli.

Turkish

eğer bu söylem size yakın geliyorsa, bu yüzyıllardır bu döngünün kriz zamanlarında eski kıtayı sürekli etkisi altına almasındandır.

Last Update: 2016-02-24
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

È dimostrato che le bzp provocano danni alla salute; inoltre, il consumo di queste sostanze a scopo ricreativo è caratterizzato da un esiguo margine di sicurezza.

Turkish

eğlence amacıyla kullanıldığında az bir güvenlik payı varmış gibi görünen bzp’ye bağlı sağlık risklerine ilişkin bazı kanıtlar bulunmaktadır.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

dalla nuova strategia in materia di droga, tuttavia, si comprende che il dibattito politico europeo sugli stupefacenti è sempre più caratterizzato dal consenso su un quadro comune per le attività.

Turkish

buna rağmen yeni uyuşturucu stratejisi, avrupa’nın uyuşturucu hakkındaki politika tartışmasının giderek artan bir şekilde faaliyetler hakkında ortak bir çerçeve üzerinde mutabakata dayandığına işaret etmektedir.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

la violenza sistemica è correlata al divieto di uso e di impiego di sostanze stupefacenti, perché deriva prevalentemente dalla natura illecita di un mercato caratterizzato da profitti smisurati, i cui operatori non possono ricorrere alle leggi che regolano le attività commerciali.

Turkish

sistemik şiddet, özellikle dev miktarda karlar getirdiği bilinen ve katılımcılarının standart iş hukukuna yönelemeyeceği bir pazarın yasadışı niteliğinden kaynaklandığı için, yasaklanmayla bağlantılıdır.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

serie di riforme fondamentali da quando è nata, in un dopoguerra caratterizzato dalla penuria di generi alimentari. le sovvenzioni si sono sempre più sganciate dal loro scopo originario di aumentare la produzione alimentare, concentrandosi maggiormente sullo sviluppo rurale e sugli obiettivi ambientali.

Turkish

otp’nin hali hazırda iki ‘kısmı’ bulunmaktadır: desteği giderek gıda üretimini artırmaya yönelik ilk hedefinden ayrılmış olup, kırsal kalkınma ve çevresel hedeflere yönelik eğilim artmaktadır.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

1.l’unione sviluppa con gli stati limitrofi relazioni privilegiate al fine di creare uno spazio di prosperità e buon vicinato fondato sui valori dell’unione e caratterizzato da relazioni strette e pacifiche basate sulla cooperazione.

Turkish

1.birlik’in değerleri üzerine kurulmuşve işbirliğine dayanan yakın ve barışçılilişkilerle nitelenen bir refah ve komşuluk bölgesi oluşturma hedefiyle, birlik, komşusuolan ülkelerle özel bir ilişki geliştirir.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Italian

certe zone specifiche in europa, come le regioni costiere o le catene montuose, sono caratterizzate da elementi geografici e ambientali comuni, che corrispondono, da un lato, alla realtà della diversità paesaggistica dell’europa e, dall’altro, a certe forme di processi e politiche mirati o più in generale alla coesione territoriale.

Turkish

bunlar, bir yandan avrupa’nın peyzaj çeşitliliği gerçeğine karşılık gelirken diğer yandan bir tür hedefli süreçler ve politikalar ya da daha genel olarak toprak bütünlüğüne karşılık gelmektedir.

Last Update: 2014-02-06
Usage Frequency: 1
Quality:

Get a better translation with
7,770,605,440 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK