Results for adferte translation from Latin to Turkish

qui ait eis adferte illos mihi hu
İsa, ‹‹onları buraya, bana getirin›› dedi.

dicit eis iesus adferte de piscibus quos prendidistis nun
İsa onlara, ‹‹Şimdi tuttuğunuz balıklardan getirin›› dedi.

numquid dixi adferte mihi et de substantia vestra donate mih
acımasızların elinden alın› dedim mi?

ait ergo saul adferte mihi holocaustum et pacifica et obtulit holocaustu
saul, ‹‹yakmalık sunuları ve esenlik sunularını bana getirin›› dedi. sonra yakmalık sunuyu sundu.

adferte domino familiae populorum adferte domino gloriam et imperiu
rabbin gücünü, yüceliğini övün,

dixit ergo rex adferte mihi gladium cumque adtulissent gladium coram reg
o halde bana bir kılıç getirin!›› dedi. kılıç getirilince,

adferte domino gloriam nomini eius tollite hostias et introite in atria eiu
yüreklerinizi nasırlaştırmayın.

dixitque fratribus suis adferte lapides qui congregantes fecerunt tumulum comederuntque super eu
yakınlarına, ‹‹taş toplayın›› dedi. adamlar topladıkları taşları bir yere yığdılar. orada, yığının yanında yemek yediler.

dixitque esaias adferte massam ficorum quam cum adtulissent et posuissent super ulcus eius curatus es
sonra yeşaya, ‹‹İncir pestili getirin›› dedi. getirip çıbanına koydular ve hizkiya iyileşti.

qui respondens eis dicit o generatio incredula quamdiu apud vos ero quamdiu vos patiar adferte illum ad m
ruh onu nerede yakalarsa yere çarpıyor. Çocuk ağzından köpükler saçıyor, dişlerini gıcırdatıyor ve kaskatı kesiliyor. ruhu kovmaları için öğrencilerine başvurdum, ama başaramadılar.››

adferte domino gloriam et honorem adferte domino gloriam nomini eius adorate dominum in atrio sancto eiu
kulak ver yalvarışlarıma.

dixitque david ad ioab et ad principes populi ite et numerate israhel a bersabee usque dan et adferte mihi numerum ut scia
davut yoavla halkın önderlerine, ‹‹gidin, beer-Şevadan dana dek İsraillileri sayın›› dedi, ‹‹sonra bana bilgi verin ki, halkın sayısını bileyim.››

at ille adferte inquit farinam et misit in ollam et ait infunde turbae et comedat et non fuit amplius quicquam amaritudinis in oll
elişa, ‹‹biraz un getirin›› dedi. unu tencereye atıp, ‹‹koy önlerine, yesinler›› dedi. tencerede zararlı bir şey kalmadı.

et dixit ad eos vos qui estis principes familiarum leviticarum sanctificamini cum fratribus vestris et adferte arcam domini dei israhel ad locum qui ei praeparatus es
onlara şöyle dedi: ‹‹siz levili boyların başlarısınız. levili kardeşlerinizle birlikte kendinizi kutsayın, sonra İsrailin tanrısı rabbin antlaşma sandığını hazırlamış olduğum yere getirin.

humus pinguis an sterilis nemorosa an absque arboribus confortamini et adferte nobis de fructibus terrae erat autem tempus quando iam praecoquae uvae vesci possun
böylece adamlar yola çıkıp ülkeyi zin Çölünden levo-hamata doğru rehova dek araştırdılar.

et ut praedicent et divulgent vocem in universis urbibus suis et in hierusalem dicentes egredimini in montem et adferte frondes olivae et frondes ligni pulcherrimi frondes myrti et ramos palmarum et frondes ligni nemorosi ut fiant tabernacula sicut scriptum es
bütün kentlerde ve yeruşalimde şu duyuru yapılsın: ‹‹dağlara çıkın; yasada yazılana uygun olarak, çardak yapmak üzere zeytin, iğde, mersin ve hurma dalları, sık yapraklı ağaç dalları getirin.››