Results for komponente translation from Serbian to Turkish

i sve te komponente jedna drugoj prebacuju odgovornost.
ve işin kötüsü, tüm bu unsurlar sorumluluğu birbirine yüklüyor.

fabrika bi proizvodila rezervne automobilske delove i komponente.
söz konusu fabrikanın otomobil donanımı ve yedek parçası üretmesi planlanıyor.

u tom procesu biće eliminisane mnoge komponente i službe.
bu süreç bir çok bileşen ve ofisi ortadan kaldıracak.

sadašnji napori usmereni su na dve komponente na koje odlazi oko 90 odsto raspoloživih sredstava.
Şu anki çabalarsa mevcut kaynakların yaklaşık %90'ını tüketen iki bileşene odaklanmış durumda.

projekat ima tri glavne komponente -- nove investicije, rehabilitaciju i generalni nadzor izgradnje.
proje üç ana parçadan oluşuyor -yeni yatırımlar, ıslah ve genel inşaat denetimi.

stabilnost i efikasnost su dve najače komponente za funkcionisanje vladajuće koalicije i vlada republike kosovo ima te tri komponente.
İstikrar ve verimlilik bir iktidar koalisyonunun işleyişinin en güçlü iki bileşeni olup kosova cumhuriyeti hükümeti de bu bileşenlere sahiptir.

južnokorejska jura korporacija otvorila je tri fabrike u srbiji 2010. godine i proizvodi električne komponente za automobilsku industriju.
güney koreli yura corporation sırbistan'da otomotiv sektörü için elektrik parçaları üreten üç fabrika kurdu.

ono što ćemo mi posmatrati na ovim izborima je ravnopravnost borbe za sve kandidate i da sve komponente koje doprinose izborima igraju svoju ulogu.
bizim bu seçimde arayacağımız şey, oyun sahasının bütün adaylar için eşit olması ve seçimde yer alan bütün bileşenlerin üzerine düşeni yapmaları olacak.

program ima tri glavne komponente. u svojoj prvoj fazi, studentima viših godina fakulteta podeljeni su vaučeri u vrednosti 200 evra.
program üç ana bileşene sahip: birinci safhada üniversite son sınıf öğrencilerine 200 avro değerinde kuponlar veriliyor.

reforma je složeni skup mera koje čine tri glavne komponente, iznad svega sa ciljem da se stvori bolja poslovna klima i za poslodavce i za zaposlene.
söz konusu reform, herşeyden önce hem işverenler hem de çalışanlar için daha iyi bir iş ortamı yaratma amaçlı üç ana bileşenden meydana gelen karmaşık bir tedbir paketidir.

lokid martin će graditi radarske komponente i podsklopove za 17 sistema, dok će kompanija uti sistems obezbediti dodatne komponente i raditi na integraciji i testiranju radara.
lockheed martin bu 17 sistemin radar bileşenleri ve alt düzeneklerini inşa ederken, uti systems da ek bileşenleri sağlayacak ve radar entegrasyonu ve testi üzerinde çalışacak.

ukupno 695 miliona evra, odnosno znatno više od trećine ukupne predpristupne pomoći koju će turska dobiti do 2011, izdvojeno je za akcije u okviru komponente izgradnje institucija.
toplam 695 milyon avro, yani diğer bir deyişle türkiye’nin 2011’e kadar alması planlanan toplam katılım öncesi yardımının üçte birinden fazlası, kurum oluşturma çalışmaları için ayrıldı.

među najozbiljnijim problemima u izveštaju se navode nefleksibilnost zarada i procedure zapošljavanja i otpuštanja, pa je tako grčka u te dve komponente na 124, odnosno na 117. mestu.
raporda yunanistan’ın en ciddi sorunları arasında maaşların esnek olmaması ile işe alma ve işten çıkarma uygulamaları yer alıyor, ki bu iki özel alanda ülke, listede sırasıyla 124. ve 117. sırada yer alıyor.

komponente bombe bile su slične onima koje koristi ekstremistička revolucionarna borba, grčka teroristička grupa koja se pojavila u setembru 2003. kada je preuzela odgovornost za dva bombaška napada na sudove u atini u razmaku od 30 minuta.
bombanın bileşenleri, atina'da 30 dakika arayla meydana gelen iki adliye bombalama olayının sorumluluğunu üstlendiği eylül 2003'te ortaya çıkan bir yunan terör örgütü olan aşırılık yanlısı devrimci mücadele tarafından kullanılanlara benziyor.

fransoa lamber, zamenica šefa kancelarija euleks-a za medije, potvrdila je za setimes da ugovori oko 70 službenika carinske i policijske komponente neće biti produženi, zbog delimičnog restrukturiranja.
eulex basın bürosu başkan yardımcısı francoise lambert setimes'a yaptığı açıklamada, kısmi yeniden yapılandırma kapsamında gümrük ve polis bileşeninin yaklaşık 70 personelinin sözleşmesinin uzatılmayacağını doğruladı.

i dok ta zemalja ima primetne konkuretne slabosti u svim oblastima koje istraživanje pokriva, dat joj je najniži mogući plasman za pojedinačne komponente, poput javnih nabavki za visokotehnološke proizvode, kapacitet za inovacije i saradnje između univerziteta i industrije.
Ülke, araştırma kapsamında ele alınan tüm alanlarda rekabet açısından belirgin dezavantajlara sahip. Öte yandan devletin ileri teknoloji ürünlerini satın alması, yenilikçilik kapasitesi ve üniversite-sanayi işbirliği gibi özel alanlarda da mümkün olan en alt sıralarda yer alıyor.

"različite multinacionalne snage unutar kfor-a imaju sopstvene vazduhoplovne komponente, ali mi smo podređeni direktno sedištu kfor-a u prištini", rekao je križanec setimesu. "naš osnovni zadatak je isti kao i onaj koji imamo u hrvatskoj -- transport trupa i materijala.
krizanec setimes'a verdiği demeçte, "kfor bünyesindeki farklı çok uluslu görev güçleri kendi hava unsurlarına sahipler, ancak biz doğrudan priştine'deki kfor karargahına bağlıyız." diyerek şöyle devam etti: "başlıca görevimiz hırvatistan'daki görevimizle aynı - asker ve malzeme sevkıyatı.