Results for konkurentnost translation from Serbian to Turkish

ovo poglavlje odnosi se na konkurentnost.
bölümde rekabet konu alınıyor.

crna gora pokušava da poboljša konkurentnost u poljoprivredi
karadağ, tarım alanındaki rekabetçiliğini artırmak istiyor

on je izdvojio konkurentnost i pravosuđe kao problematične oblasti.
bendixen, rekabet ve adalete sorunlu alanlar olarak işaret etti.

nacrt zakona takođe mora da razmotri komitet eu za konkurentnost.
ayrıca tasarının ab'nin rekabet komitesi tarafından da incelenmesi gerekiyor.

novi zakon o zdravstvu u srbiji povećaće konkurentnost i mogućnost izbora
sırbistan'daki yeni sağlık yasasıyla rekabet gücü ve seçim artacak

izveštaj sa svetskog ekonomskog foruma: nema jednostavnog recepta za konkurentnost
dünya ekonomik forumu raporu: rekabetçilik için basit bir reçete yok

svetski ekonomski forum: opala konkurentnost većine zemalja jugoistočne evrope
dünya ekonomik forumu: pek çok güneydoğu avrupa ülkesi rekabetçilik konusunda zayıf kalıyor

prema pisanju albanskog dnevnika mapo, agencija za konkurentnost sprovodi preliminarne istrage.
arnavutluk'un mapo gazetesine göre rekabet dairesi ön soruşturmalar yürütüyor.

dolazak novih megamarketa u zemlju značio bi veću konkurentnost, manje marže i niže cene.
Ülkeye yeni mega-marketlerin gelişi daha fazla rekabet, daha düşük marjlar ve daha düşük fiyatlar anlamına geliyor.

projekat ima za cilj da poveća konkurentnost te zemlje poboljšanjem međunarodnog saobraćaja kroz gore pomenutu kapiju.
projenin amacı, geçitle birlikte uluslararası ulaştırma zincirinin iyileştirilmesiyle ülkenin rekabet gücünü artırmak.

"ta poglavlja odnose se na sprovođenje pravde, osnovna prava i konkurentnost na tržištu.
bozinoviç, "bu fasıllar adaletin idaresi, temel haklar ve pazar rekabetiyle ilgili.

ek je u saopštenju za medije ukazala da su tim finansiranjem prekršena pravila eu vezana za konkurentnost i državnu pomoć.
yapılan basın açıklamasında ak, söz konusu finansmanın ab'nin rekabet ve devlet yardımıyla ilgili kurallarını ihlal ettiğini ileri sürdü.

cilj projekta je da se poveća mogućnost građana za dobijanje dugoročnih stambenih kredita, kao i konkurentnost na domaćem tržištu.
girişimle, konut sahiplerinin uzun vadeli konut kredisine erişiminin kolaylaştırılması ve yerli pazardaki rekabetin artırılması amaçlanıyor.

kosovska komisija za konkurentnost istražuje da li su visoke kamatne stope u zemlji vezane za neku vrstu sporazuma između banaka.
kosova rekabet komisyonu, ülkedeki yüksek faiz oranlarının bankalar arası bir tür anlaşmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırıyor.

nestalnost finansijskih tokova podstiču deflatorna kretanja u čitavom svetu, pojačavaju trgovinski protekcionizam i devalvacije monetarnog kursa koji podiže konkurentnost.
malî hareketliliklerinin riskleri dünya çapında deflasyonist politikaları da beraberinde getirmekte, ticari korumacılığı ve rekabete yönelik devalüasyonları artırmaktadır.

druga tržišta su imala ograničenu konkurentnost zbog ekskluzivnih prava ili [su] imala ograničene prirodne resurse i monopole.
diğer pazarlarda münhasır haklar yüzünden sınırlı bir rekabet vardı veya sınırlı doğal kaynak veya tekel özellikleri ön plandaydı.

lindita milo (lati), predsednica albanske komisije za konkurentnost, govori o izazovima iskorenjavanja korupcije i antikonkurentnim praksama.
arnavutluk rekabet kurulu başkanı lindita milo (lati), yolsuzluk ve rekabet karşıtı uygulamaların kökünü kurutmada karşılaşılan güçlükleri değerlendirdi.

naravno, trebalo bi da interveniše savet za konkurentnost», izjavio je analitičar za nekretnine artur silvestri, prenosi dnevnik adevarul.
emlak analisti artur silvestri adevarul gazetesinde yayınlanan sözlerinde, "devlet sigorta şirketlerine kazanç getiren bazı sözleşmeler veriyor.

"bez efektivnog odvajanja mreža proizvodnje energije od transporta energije i distribucije, nećemo postići neophodnu konkurentnost", rekao je baroso.
barroso, "enerji üretim ağlarını enerji nakil ve dağıtımından etkili biçimde ayırmadıkça gereken rekabeti sağlayamayacağız." dedi.

vi imate puno vode, mi imamo malo; mi imamo manje zemljišta, vi imate više; i potrebna je veća konkurentnost u poljoprivredi i prehrambenoj industriji.
sizin suyunuz bol, bizde az var; bizde az toprak var, sizde daha fazla var ve tarım ve gıda sektöründe daha fazla rekabete ihtiyaç var.