Results for svakojakih translation from Serbian to Turkish

Computer translation

Trying to learn how to translate from the human translation examples.

Serbian

Turkish

Info

Serbian

svakojakih

Turkish

 

From: Machine Translation
Suggest a better translation
Quality:

Human contributions

From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.

Add a translation

Serbian

Turkish

Info

Serbian

naèinih sebi vrtove i voænjake, i nasadih u njima svakojakih drveta rodnih;

Turkish

bahçeler, parklar yaptım, oralara türlü türlü meyve ağaçları diktim.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

grabite srebro, grabite zlato; blagu nema kraja, mnoštvo je svakojakih dragih zaklada.

Turkish

yok servetinin sonu. her tür değerli eşyayla dolup taşıyor.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

nizak standard, mala kupovna moć i visoka nezaposlenost su plodno tle za razvoj svakojakih socijalno devijantnih ponašanja.

Turkish

düşük yaşam standartları, düşük alım gücü ve yüksek işsizlik oranı, her türlü olağan dışı toplumsal hareketin ortaya çıkmasına neden olabilecek unsurlar.

Last Update: 2016-01-20
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

i ribari æe stajati kraj njega od engada do en-eglaima i razapinjati mreže; i biæe riba svakojakih vrlo mnogo kao u velikom moru.

Turkish

irmak kıyısı boyunca balıkçılar duracak; eyn-gediden eyn- eglayime dek ağ gerecek yerler olacak. akdenizdeki gibi çok sayıda balık çeşidi olacak.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

tovara zlata i srebra i kamenja dragog i bisera i uzvoda i porfire i svile i skerleta, i svakog mirisnog drveta, i svakojakih sudova od fildiša, i svakojakih sudova od najskupljeg drveta, bronze i gvoždja i mermera,

Turkish

altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, güzel kokulu yağ, günnük, şarap, zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, arabaları ve köleleri, insanların canını satın alacak kimse yok artık.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Serbian

posla adorama, sina svog k caru davidu da ga pozdravi i da mu èestita što je vojevao na adad-ezera i ubio ga, jer toja imaše rat sa adad-ezerom i svakojakih zaklada zlatnih i srebrnih i bronzanih.

Turkish

tou kral davutu selamlamak ve hadadezerle savaşıp yendiği için kutlamak üzere oğlu hadoramı ona gönderdi. Çünkü tou hadadezerle sürekli savaşmıştı. hadoram davuta her türlü altın, gümüş, tunç armağanlar getirdi.

Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:

Get a better translation with
7,747,102,853 human contributions

Users are now asking for help:



We use cookies to enhance your experience. By continuing to visit this site you agree to our use of cookies. Learn more. OK