From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
dijo: «les estará prohibida durante cuarenta años, tiempo en el que vagarán por la tierra.
(allah) buyurdu ki: "orası onlara kırk yıl yasaklandı. o yerde şaşkın şaşkın dolaşacaklar.
cuarenta años después, un ángel le apareció en el desierto del monte sinaí, en la llama de fuego de una zarza
‹‹kırk yıl geçtikten sonra musaya, sina dağının yakınlarındaki çölde, yanan bir çalının alevleri içinde bir melek göründü.
el total de las ciudades de los levitas en medio de la posesión de los hijos de israel fue de cuarenta y ocho, con sus campos de alrededor
İsraillilerin toprakları içinde olup otlaklarıyla birlikte levililere verilen kentlerin toplamı kırk sekizi buluyordu.
y cuando nos dimos cita con moisés durante cuarenta días. luego, cuando se fue, cogisteis el ternero, obrando impíamente.
hani bir zamanlar musa'ya kırk gecelik vaad verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz.
y nos dimos cita con moisés durante treinta días, que completamos con otros diez. así, la duración con su señor fue de cuarenta días.
(bana ibadet etmesi için) musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilave ettik; böylece rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu.
"yo estuve en el monte como en los primeros días, cuarenta días y cuarenta noches. y jehovah me escuchó también esta vez, y no quiso jehovah destruirte
‹‹daha önce yaptığım gibi dağda kırk gün, kırk gece kaldım. rab yine yakarışımı duydu ve sizi yok etmek istemedi.