Results for kukatokea translation from Swahili to Turkish

basi, kukatokea mafarakano juu yake katika ule umati wa watu.
böylece İsadan dolayı halk arasında ayrılık doğdu.

kukatokea majadiliano kati ya wale wanafunzi kuhusu nani kati yao aliyekuwa mkuu zaidi.
Öğrenciler, aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmaya başladılar.

alipomaliza kutumia kila kitu, kukatokea njaa kali katika nchi ile, naye akaanza kuhangaika.
delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı.

lakini wakaamua jambo hilo lisifanyike wakati wa sikukuu, kusije kukatokea ghasia kati ya watu.
ama, ‹‹bayramda olmasın ki, halk arasında kargaşalık çıkmasın›› diyorlardı.

basi kukatokea ubishi mkali kati yao, na wakaachana. barnaba akamchukua marko, wakapanda meli kwenda kupro.
aralarında öylesine keskin bir anlaşmazlık çıktı ki, birbirlerinden ayrıldılar. barnaba markosu alıp kıbrısa doğru yelken açtı.

kukatokea umeme, kelele, ngurumo na tetemeko kubwa la ardhi ambalo halijapata kutokea tangu mungu alipomuumba mtu.
o anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı.

kisha kukatokea sauti kwenye kiti cha enzi: "msifuni mungu enyi watumishi wake wote, nyote mnaomcha, wadogo kwa wakubwa."
sonra tahttan bir ses yükseldi: ‹‹ey tanrımızın bütün kulları! küçük büyük, ondan korkan hepiniz, onu övün!››

hekalu la mungu mbinguni likafunguliwa, na sanduku la agano lake likaonekana hekaluni mwake. kisha kukatokea umeme, sauti, ngurumo, tetemeko la ardhi, na mvua kubwa ya mawe.
ardından tanrı'nın gökteki tapınağı açıldı, tapınakta o'nun antlaşma sandığı göründü. o anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. yer sarsıldı, şiddetli bir dolu fırtınası koptu.

huyo anafanana na mtu ajengaye nyumba, ambaye amechimba chini na kuweka msingi wake juu ya mwamba; kukatokea mafuriko ya mto, mkondo wa maji ukaipiga nyumba ile, lakini haukuweza kuitikisa, kwa sababu ilikuwa imejengwa imara.
böyle bir kişi, evini yaparken toprağı kazan, derinlere inip temeli kaya üzerine atan adama benzer. sel sularıyla kabaran ırmak o eve saldırsa da, onu sarsamaz. Çünkü ev sağlam yapılmıştır.