Results for çıkalım translation from Turkish to English

buradan çıkalım.
let's get out of here.

bu yerden çıkalım.
let's get out of this place.

dışarı çıkalım mı?
shall we go out?

bu gece dışarı çıkalım.
let's go out tonight?

bu gece dışarı çıkalım mı?
what do you say we go out tonight?

polis gelmeden buradan çıkalım.
let's get out of here before the police come.

o, geri döner dönmez çıkalım.
let's leave as soon as he gets back.

Öğretmen,şimdi yola çıkalım,dedi.
the teacher said: "let's set off right now."

hava sıcak olmadan dışarı çıkalım.
let's go out before it gets hot.

İşten sonra içmeye çıkalım mı?
how about going out for a drink after work?

sabah erken çıkalım, tamam mı?
let's leave early in the morning, ok?

Çıkalım ve yiyecek bir şeyler alalım.
let's go out and get something to eat.

haydi yola çıkalım. haydi yola çıkalım.
let's journey together. let's journey together.

yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.
let's get out for a while to take a walk.

bazen birlikte akşam yemeği yemeye çıkalım.
let's go out and eat supper together sometimes.

sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
the contract is in the bag, so let's go out and celebrate.

zaman zaman çıkalım ve birlikte akşam yemeği yiyelim.
let's go out and eat dinner together from time to time.

sonuçta, eğer birisi tarafından bir yerde yapılıyorsa, ve biz de sanal olarak katılabiliyorsak, neden evden çıkalım ki?"
after all, if it is being done somewhere by someone, and we can participate virtually, then why bother leaving the house?"

o zaman, hadi dünyaya doğru yola çıkalım ve bu önemsemeyi, bu sevgiyi, bu saygıyı götürelim burada ted'de şuan birbirimize gösterdiğimiz ve bunu dünyaya doğru götürelim.
so, let’s go out into the world and take this caring, this love, this respect that we’ve shown each other right here at ted, and take this out into the world.

bir kentte yaşayanlar başka kente gidip, ‹rabbe yalvarmak, her Şeye egemen rabbe yönelmek için hemen yola çıkalım. ben de gideceğim› diyecekler.
and the inhabitants of one city shall go to another, saying, let us go speedily to pray before the lord, and to seek the lord of hosts: i will go also.