Results for ağardığı translation from Turkish to English

ağardığı vakit sabaha,
and [by] the morning when it brightens,

açılıp ağardığı vakit gündüze,
and [by] the day when it appears

nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,
and brightening morning,

ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki.
and [by] the morning when it brightens,

nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.)
on a day whereon faces become whitened and faces become blackened.

nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kafir mi oldunuz?
on the day (i.e. the day of resurrection) when some faces will become white and some faces will become black; as for those whose faces will become black (to them will be said): "did you reject faith after accepting it?

tan ağardığında, onlar mağara boşluğunda iken, mağaralarının üzerinden güneşin sağa doğru hareket ettiğini, battığı zaman da onları yalayıp sola doğru kaydığını görürdün.
and [had you been present], you would see the sun when it rose, inclining away from their cave on the right, and when it set, passing away from them on the left, while they were [laying] within an open space thereof.