Results for anlayanlar translation from Turkish to English

projeyi anlayanlar diğerlerine açıklıyordu.
some who understood the project would explain it to others.

Âhireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.
(resurrection, recompense of their good and bad deeds, paradise and hell, etc.).

elbette bunda işaretten anlayanlar için alınacak nice ibretler vardır.
behold! in this are signs for those who by tokens do understand.

dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
there are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't.

hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.
and those who believe in what was revealed to you, and in what was revealed before you, and are certain of the hereafter.

ban, bununla ilgili olarak, “birbirlerini en iyi anlayanlar, aynı şeyleri yaşamış olanlardır”, diyor.
"those who went through the same ordeal understand each other best," ban says.

hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarının da yerel girişimcilerden yararlanmaları gerekiyor, çünkü zor yerlere nasıl ulaşılacağını bilenler ve değişim için gerekenleri en iyi anlayanlar bölge insanları.
governments and ngos need to tap into that local entrepreneurial talent as well, because the locals know how to reach the very hard-to-serve places, their neighbors, and they know what motivates them to make change.

fakat size şunu söyleyeyim. böyle devam etmek benim için işe yaramıyor: klasik müziği anlayanlar, sevenler ve ona tutkuyla bağlananlar ile klasik müzik ile hiçbir alakası olmayanlar arasında bir uçurum yaratmak.
but i tell you what. it doesn't work for me to go on with this thing, with such a wide gulf between those who understand, love and [are] passionate about classical music, and those who have no relationship to it at all.

Ölmüş olabilecek 1000'nin üzerinde yoksul hastaya baktık, ki bunlardan 4'üne kalp blokları nedeniyle bedava kalp pilleri takıldı. kardiyolojiden anlayanlar için kalp bloğu kesin bir ölüm demektir.
we have taken care of over 1,000 indigent patients that could have died, including four free pacemakers in patients with complete heart block. for those that understand cardiology, complete heart block means certain death.

onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; halbuki onu, resul'e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi.
and if any tidings, whether of safety or fear, come unto them, they noise it abroad, whereas if they had referred it to the messenger and to such of them as are in authority, those among them who are able to think out the matter would have known it.