Results for az sonra donecek ben translation from Turkish to English

Öğleden az sonra geldi.
he came a little after noon.

tom öğleden az sonra geldi.
tom came a little after noon.

bunu az sonra biraz daha tartışacağız
we're going to discuss that in a moment more.

bunlardan birini az sonra göstereceğim.
i'll show you one of those in a second.

size az sonra göstereceğim bu aslında cok yararlı.
i'll show you in a moment, that's actually quite useful.

dedi ki, "az sonra onlar pişman olacaklardır."
(allah) said: "in a little while, they are sure to be regretful."

allah da: "az sonra pişman olacaklar" buyurdu.
(allah) said: "in a little while, they are sure to be regretful."

az sonra dünya artık beni görmeyecek, ama siz beni göreceksiniz. ben yaşadığım için siz de yaşayacaksınız.
yet a little while, and the world seeth me no more; but ye see me: because i live, ye shall live also.

(allah): "az sonra onlar pişman olacaklar!" dedi.
(allah) said: "in a little while, they are sure to be regretful."

size az sonra göstereceğim bir yığın kağıda yüksek ihtimalle 100,000 test barınabilir.
i'll show you in a moment that the stack of paper there would probably hold something like 100,000 tests, something of that kind.

bunu iyi derecede manipule de edemezsiniz, ama bu konu ile ilgili size az sonra bir şey göstereceğım
you can't manipulate it very well, although i'll show something about that in a moment.

bunlar az sonra göreceğiniz, bizim allosphere'de ele aldığımız araştırmaların bir kısmı.
this is some of the research that you're going to see that we're undertaking at the allosphere.

bu da, buzulun tutarsız bir şekilde yüzdüğünün kanıtı. bu dengesizliğin sonuçlarını az sonra göreceksiniz.
that means that glacier's floating and it's unstable, and you're about to see the consequences of that floating.

az sonra ikinci bir zirveye çarpan uçağın sol kanadı da kopunca geriye yalnızca havada ilerleyen bir gövde kalmıştır.
the plane then clipped a second peak which severed the left wing and left the plane as just a fuselage flying through the air.

basının olayla ilgili gelişmeleri aktarmasından az sonra, kaçak savaş suçları zanlısını destekleyen yaklaşık 200 kişi binanın etrafında toplandı.
soon after the media reported on the developments, about 200 supporters of the fugitive war crimes indictee gathered outside the building.

orada duranlar az sonra petrusa yaklaşıp, ‹‹gerçekten sen de onlardansın. konuşman seni ele veriyor›› dediler.
and after a while came unto him they that stood by, and said to peter, surely thou also art one of them; for thy speech bewrayeth thee.

" diye ilân eden bir el ilânı ile gay liberation front ("gey kurtuluş cephesi"; glf) az sonra kurulmuştu.
", the gay liberation front (glf) was soon formed, the first gay organization to use "gay" in its name.

ve bir vakit mûsâ'ya kırk gecelik bir süre ayırmıştık. ama siz mûsâ’nın ayrılmasından az sonra, buzağıyı ilâh edinip zalim olmuştunuz.
and [recall] when we made an appointment with moses for forty nights.

az sonra hüdhüd gelip şöyle dedi: "senin fark edemeyeceğin bir şeyi fark ettim ve sana sabâ'dan parlak bir haber getirdim."
and he tarried not long, then said: i comprehend that which you do not comprehend and i have brought to you a sure information from sheba.

şimdi burda bir problem var, az sonra geleceğiz oraya, ki siz en güçlüleri biraraya getirirseniz pakt bazlı kurumlarda kuralları koymak için, idare boşluğunu doldurmak için, dışarıda kalan güçsüzlere ne olur?
now there's a problem there, and we'll come back to it in a minute, which is that if you bring the most powerful together to make the rules in treaty-based institutions, to fill that governance space, then what happens to the weak who are left out?