Results for belgesel translation from Turkish to English

belgesel film
documentary film

belgesel hipotez
redactor

asla belgesel izlemem.
i never watch documentaries.

bazen belgesel izlerim.
i sometimes watch documentaries.

bir belgesel izlemek istiyorum.
i want to watch a documentary.

komedi, belgesel, kısa metraj.
comedies, documentaries, shorts.

bir çeşit belgesel olduğu söylenebilir.
*hill, a., weibull, l., & nilsson, a.

belgesel: ... bu tekne kadar büyük.
narrator: ... as long as their boat.

bu süreci kaydedip bir belgesel ile yayınladık.
we filmed that process and aired a documentary.

etkinlik, bölgedeki en eski belgesel film festivali.
this is the oldest documentary film festival in the region.

the corporation 2003 kanada yapımı belgesel filmdir.
the documentary examines the modern-day corporation.

belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
the documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.

16 kasım 2005'te belgesel itv1 kanalında gösterildi.
the documentary screened on itv1 on 16 november 2005.

ve eğer televizyon açıksa, bir belgesel seyrediyor olurduk.
and if the tv was on, we were watching a documentary.

etkinlikte belogradchik rocks hakkındaki bir belgesel de gösterilecek.
a documentary on the belogradchik rocks will also be screened at the event.

beni belgesel fotoğrafçı olmaya iten bazı fikirlerle başlamak istiyorum.
i'd like to begin by talking about some of the ideas that motivated me to become a documentary photographer.

belgeselde saf olan hiçbirşey yok. ve tamamen politik bir belgesel.
there is nothing naive in the documentary… and if it’s full with something it’s politics.

Özellikle belgesel çekimi işlerinde karşılıklı ilişkilerde güven kazanırsınız.
and you know, you earn someone's trust, especially in doc filmmaking, through your relationship.

belgesel, kendisinin blond ambition world tour adlı turnesini anlattı.
the documentary chronicled her blond ambition world tour.

belgesel, gençler için bizzat tanık olmadıkları bir döneme ışık tutuyor.
for young people, the documentary is a window into an era they never experienced firsthand.