Results for doğrulayan translation from Turkish to English

doğrulayan
verified by

oysa bu, yanlarında bulunanı doğrulayan gerçektir.
and they disbelieve in that which came after it, while it is the truth confirming what is with them.

doğrulayan belgelerin bilgileri (isim, detaylar vb.)
information about confirming documents (name, details, etc.)

kitaptan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini doğrulayan gerçektir.
(o prophet), the book we have revealed to you is the truth, confirming the books that came before it.

bu kitapta sana vahyettiklerimiz, kendisinden öncekileri doğrulayan gerçektir.
(o prophet), the book we have revealed to you is the truth, confirming the books that came before it.

bu, sana vahyettiğimiz, öncekileri doğrulayan gerçek kitap'dır.
(o prophet), the book we have revealed to you is the truth, confirming the books that came before it.

ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o kitab'ı açıklayandır.
in fact, it is a confirmation of what preceded it, and an elaboration of the book.

ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır.
in fact, it is a confirmation of what preceded it, and an elaboration of the book.

zor zamanlarda, karamsarlık kendini doğrulayan, kendi kendine olan bir idam"
in difficult times, pessimism is a self-fulfilling, self-inflicted death sentence."

İşte kullanılan tüm ürünler, kalitelerini doğrulayan dokümanlar ile birlikte temin edilecektir.
all the articles to be used in work shall be provided with the documents proving their quality.

oysa o (kur'an), yanlarındakini (kitabı) doğrulayan bir gerçektir.
and they disbelieve in that which came after it, while it is the truth confirming what is with them.

bu kitapta sana vahyettiklerimiz, kendisinden öncekileri doğrulayan gerçektir. allah kullarından haberdardır, görendir.
and that we have revealed to thee of the book is the truth, confirming what is before it; god is aware of and sees his servants.

bu indirdiğimiz, kendinden öncekileri doğrulayan, mekkelileri ve etrafındakileri uyaran mübarek kitap'dır.
(like that book) this too is a book which we have revealed; full of blessing, confirming what was revealed before it so that you might warn the people of the mother of cities (makka) and those around it.

yeni tutuklamaları doğrulayan kpc, gaşi'nin örgütün akademisinde İngilizce öğretmeni olarak görev yaptığını söyledi.
confirming the new arrests, the kpc said gashi was serving as an english language teacher at its academy.

bu, sana vahyettiğimiz, öncekileri doğrulayan gerçek kitap'dır. allah şüphesiz kullarından haberdardır, görendir.
and that we have revealed to thee of the book is the truth, confirming what is before it; god is aware of and sees his servants.

türk lirası cinsinden tamamlama durumunu doğrulayan dokümanlar kapsamında 20__-20__ yıllarında gerçekleştirilen sözleşmeye dayalı işlerin maliyetleri dahil
including cost of the contractual works performed in the years of 20__-20__ under the documents confirming the completion, in turkish lira

haberi doğrulayan arnavutluk'un belgrad büyükelçisi Şpetim Çavuşi, tadiç'in ziyaret davetine olumlu yanıt verdiğini söyledi.
the news was confirmed by albania's ambassador to belgrade, shpetim caushi, who said tadic has responded positively to an invitation for a visit.

gerçeği getiren ve onu doğrulayana gelince, işte onlar erdemlilerdir
and he (muhammad saw) who has brought the truth (this quran and islamic monotheism) and (those who) believed therein (i.e. the true believers of islamic monotheism), those are al- muttaqun (the pious and righteous persons - see v. 2:2).