Results for koyun ve uzerrine translation from Turkish to English

koyun ve keçi eti
sheep and goat meat

koyun ve keçi vebası
ppr (peste des petits ruminants)

koyun ve keçilerdeki çiçek hastalığı
sheep and goat pox

ayrıca sığır, koyun ve keçi yetiştirmişlerdir.
they kept cattle, sheep and goats.

eger kokarsa, bardagi masaya koyun ve baska bir bara gidin.
if it does, you put the glass down, you go to a different bar.

parçaları cebinize ya da çantanıza koyun, ve bana kaç tane soruyu çözebildiğinizi söyleyin."
put the little pieces in your pocket or in your backpack, and tell me how many questions you got correctly."

tapınağın avlusunda sığır, koyun ve güvercin satanları, orada oturmuş para bozanları gördü.
and found in the temple those that sold oxen and sheep and doves, and the changers of money sitting:

nisan ve mayıs ayındatoprağa çatlaklardan yayılan 1948 co2 hekla 15 koyun ve bazı vahşi hayvanlar ve kuşlar ölüm çukurların da toplandı.
in april and may 1948 co2 emitted from cracks in the ground pooled in hollows near to hekla killing 15 sheep and some wild animals and birds.

son 6 bin yıldır koyun ve keçi sütünün bir karışımını üreten ülke, bunun avrupa ve dünya üzerindeki satışları artırmasını umuyor.
the country, which has been producing the mixture of sheep and goat milk for the past 6,000 years, hopes that this will boost its sales both in europe and worldwide.

ayaklarınızı hiçbir yere basmadan terlik rafının beyaz terlik bölümünden beyaz terlikleri alıp temiz odaya geçiş kısmına koyun ve beyaz terlikleri giyinilir.
take the white slippers from the white slippers area of the slipper shelf and put them on the transition section to the clean room without touching anywhere with your feet on the ground and wear the white slippers.

aklını bir kenara koy ve alışverişe git.
put away your brain and go shopping.

yeni zelanda, koyunların ve ineklerin bir ülkesidir.
new zealand is a country of sheep and cows.

bütün yumurtalarını bir sepete koy ve sonra sepeti izle.
put all your eggs in one basket and then watch that basket.

Öyleyse sana emredileni açıkça ortaya koy ve müşriklere de aldırma.
(o prophet), proclaim what you are commanded, and pay no heed to those who associate others with allah in his divinity.

ayrıca ondan da eşini meydana getirdi. size etlerini yemeniz için deve, sığır, koyun ve keçiden erkekli ve dişili olmak üzere sekiz çift hayvanın helâl olduğunu vahiyle bildirdi.
he created you from a single soul, then produced its spouse from it, and he has provided for you eight heads of cattle in pairs.

ki (allah) işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı bağışlasın.
allah will set your deeds right for you and will forgive you your sins.

bakü yarım ay şeklinde bir koy ve bizim planladığımız zira adasına tepeden bakıyor neredeyse bayraklarındaki diyagram ile aynı.
so basically, baku is this sort of crescent bay overlooking the island of zira, the island that we are planning -- almost like the diagram of their flag.

beni, takdir ettiğin yere gönül rahatlığı ve huzur içinde koy ve çıkacağım yerden de dürüstlükle ve selametle çıkmamı sağla.
cause me to come in with a firm incoming and to go out with a firm outgoing.

ve ben de, rahatsızlığı baş aşağı et ve kenara koy ve tüm a'ları al, diye düşünürüm.
and i'm like, knock discomfort upside the head and move it over and get all a's.

9:1–7 ===mısır'ın beşinci belası, mısırlılar için hayati önem taşıyan at, eşek, deve, koyun ve keçi gibi hayvanların yok olmasına sebep olan salgındı.
9:1–7 ===the fifth plague of egypt was an epidemic disease which exterminated the egyptian livestock; that is, horses, donkeys, camels, cattle, sheep and goats.