Results for sığınarak translation from Turkish to English

böylece affınıza sığınarak başka bir şiirden bir kaç kelimeyle sizlerden ayrılıyorum.
so let me leave you then with a few words from another poet, if you'll forgive me.

o ikisi ise allah'a sığınarak: "yazık sana; lütfen inan.
and (the parents) would implore god's help: "woe to you.

gavdos denen küçük bir adanın rüzgar altına sığınarak geminin filikasını güçlükle sağlama alabildik.
and running under a certain island which is called clauda, we had much work to come by the boat:

ve tabi kleiner'da biz, affınıza sığınarak söylüyorum ikinci yol da finanse etmektir diyoruz.
and, of course, at kleiner we, kind of, apologize and say the second best way is to finance it.

kim allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur.
and whoever emigrates for the cause of allah will find on the earth many [alternative] locations and abundance.

fakat o rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, şehnişinli (balkonlu) köşkler vardır.
but for those who truly feared their lord, there will be tall mansions, built up storey upon storey, beneath which there will be rivers flowing.

oysa benden önce nice nesiller gelip geçmiştir." diyen kimseye ana ve babası allah'a sığınarak "yazıklar olsun sana!
and (the parents) would implore god's help: "woe to you. you better believe.

o ikisi ise allah'a sığınarak: "yazık sana; lütfen inan. allah'ın sözü gerçektir."
and they both call for allah's aid: woe to you! believe, surely the promise of allah is true.

ana ve babasına: Öf be size! benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, ana ve babası allah'ın yardımına sığınarak: yazıklar olsun sana!
and he who saith unto his parents: fie upon you both! threaten me ye that i shall be taken forth, whereas generations have passed away before me? and the twain implore allah's assistance woe unto thee! come to believe! verily the promise of allah is true; yet he saith: naught is this but fables of the ancients."