Results for ve bunu asla unutma translation from Turkish to English

seni seviyorum ve bunu asla unutma
eye roll

onu asla unutma.
don't ever forget it.

ateşi söndürmeyi asla unutma.
never forget to put out the fire.

bunu asla unutmayacağım.
i'll never forget this.

asla unutma düşkün kullarının yaşamını.
o deliver not the soul of thy turtledove unto the multitude of the wicked: forget not the congregation of thy poor for ever.

bunu asla kimseye söylemeyeceğim.
i'll never tell this to anyone.

dış görünüşünden bunu asla anlayamazsınız.
that's what it's like. and you would never know.

hayır, o bunu asla görmedi.
no, he never saw this.

tom bunu asla tekrar yapmayacağını söylüyor.
tom says he'll never do it again.

ellerinin işlediklerinden ötürü bunu asla dilemeyeceklerdir.
believe it that they will never wish for it, for (they are fully aware of the consequences of) what they have sent before them for the hereafter.

bunu asla müşterime göstermedim. buna oldukça gücenebilirdi.
i never show it to my client. he would be so afraid.

ve benle takımın geri kalanı, ''bunu asla yapmak istemeyecekler.'' diyorduk.
and me and the rest of the team were like, "they're never going to want to do this."

biz asla unutmayız.
we never forget.

stanica, "İnsan bunu asla unutmuyor." diyor.
"one never forgets that," she says.

ben de asla unutmam.
i never forget too.

ama biz birer insan olarak, birbirimizi görmek de istiyoruz, dinlenilmek istiyoruz, ve bunu asla unutmamalıyız.
but as human beings, we also want to see each other, and we want to be heard by each other, and we should never forget that.

bunda asla şüphe yoktur.
surely, he will gather you together on the day of resurrection about which there is no doubt.

fotoğraflanma süreci olmasaydı, bunu asla göremezdiniz çünkü gözle görülmez bir süreç.
without the photographic process, you would never see this. this is invisible.

o, onların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. kulların ilmi ise bunu asla kavrayamaz.
god knows all that is in front of them and behind them and they can not encompass his knowledge.

allah'tan başka, göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızık veremeyecek ve bunu asla yapamayacak olan şeylere mi tapıyorlar?
and do they serve, apart from god, that which has no power to provide them anything from the heavens and the earth and can do nothing?