Results for vur ve üfle translation from Turkish to English

eline dedik, bir demet sap al da onunla vur ve yeminini.bozma.
"and take in thy hand a little grass, and strike therewith: and break not (thy oath)."

"eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik.
"and take in thy hand a little grass, and strike therewith: and break not (thy oath)."

eğimdeki topa vurun ve fincana düşmesini sağlayın. comment
hit the ball onto the slope and let it roll into cup.

hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı.
the thief hit me and gave me a black eye and then ran off.

"ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma."
"and take in thy hand a little grass, and strike therewith: and break not (thy oath)."

"eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik. biz onu sabırlı bulduk.
"take a handful of herbs," (we said to him), and apply and rub them, and do not make a mistake."

kriz küçük işletmelere de ciddi bir darbe vurdu ve aynı dönemde 200 bin firma kapanmak zorunda kaldı.
the crisis has also dealt a serious blow to small enterprises, forcing 200,000 firms to shut down in the same period.

evli kadınları suçladıktan sonra dört tanık getiremiyenlere seksen celde vurunuz ve onların tanıklığını ebedi olarak kabul etmeyin.
and those who accuse chaste women and then do not produce four witnesses - lash them with eighty lashes and do not accept from them testimony ever after.

(vurdu ve) deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.
and it parted, and each part was as a mountain vast.

toplu ölümlerin yeni yorumlanması, evet biz vurduk, ve bunu uzun vadede ele almak zorundayız. Çünkü gene vuracağız.
the new view of mass extinctions is, yes, we were hit, and, yes, we have to think about the long term, because we will get hit again.

"ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma." gerçekten, biz onu sabredici bulduk.
"take a handful of herbs," (we said to him), and apply and rub them, and do not make a mistake."

bunun üzerine musa'ya: "asanla denize vur" diye vahyettik. (vurdu ve) deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.
then we inspired to moses, "strike with your staff the sea," and it parted, and each portion was like a great towering mountain.