From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
sizin arkadaşınızda bir delilik yoktur. o sadece, çetin bir cezadan önce sizi uyaran birisidir."
votre compagnon (muhammad) n'est nullement possédé: il n'est pour vous qu'un avertisseur annonçant un dur châtiment».
İlk atalarımızdan beri böyle birşey işitmedik. bu adamda nedense biraz delilik var, bir süreye kadar onu gözetleyin" dediler.
ce n'est en vérité qu'un homme atteint de folie, observez-le donc durant quelque temps.
"bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin bakalım."
ce n'est en vérité qu'un homme atteint de folie, observez-le donc durant quelque temps.
o, kendisinde delilik bulunan bir adamdır, başka bir şey değildir. hele bir süreye kadar onu gözetleyin. he is only a man in whom is a madness, so watch him for a while.
ce n'est en vérité qu'un homme atteint de folie, observez-le donc durant quelque temps.
"bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp (durumu) gözetleyin bakalım."
ce n'est en vérité qu'un homme atteint de folie, observez-le donc durant quelque temps.
allah'a karşı yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi vardır?" derler. hayır; ahirete inanmayanlar, azapta ve derin bir sapıklık içindedirler.
[non], mais ceux qui ne croient pas en l'au-delà sont voués au châtiment et à l'égarement lointain.