From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
belgeselde aynı zamanda baraj projesinin yürütülmesinde yolsuzluğun büyük bir etken olup olmadığı da inceleniyor.
der film untersuchte auch, ob bei der einführung des staudamm-projekts korruption einer der entscheidenden faktoren war.
baraj baram'ın uzun süreçteki sağlığı veya yerli halk için değil, başkalarının çıkarı için kurulacaktır.
den nutzen aus dem bauprojekt haben andere als diejenigen, die in baram leben und auf lange sicht das gute für baram wollen.
projeden etkilenecek olan yerli halk ve bölgede yaşayan insanların şiddetli itirazına karşın malezya'nın sarawak yerel yönetimi devasa bir baraj inşa ediyor.
die regierung des bundesstaates sarawak baut trotz des erbitterten widerstands von existenziell betroffenen einwohnern, die zum teil indigener abstammung sind, einen mega-staudamm.
sarawak'ın kuzeyinde baram için sunulan baraj projesinin 1.200 megawattlık enerji üretmesi bekleniyor, fakat çoğu kişi bu durumun 412 kilometrekarelik yağmur ormanını sular altında bırakacağından korkuyor.
der in baram, im nördlichen teil von sarawak, geplante staudamm, soll 1.200 megawatt strom erzeugen. allerdings befürchten viele menschen, dass er 412 quadratkilometer des regenwaldes überschwemmen wird.
barınma, yol yapımı ve tarım için doğal alanların ve ormanların yok edilmesinin sebep olduğu habitat kaybı ve fragmantasyon, tarım için sulak alanların kurutulması ve akarsulara baraj kurulması ve denizlerin balıklardan temizlenmesi, biyolojik çeşitliliğin kaybının birincil sebebidir.
die zerstörung und zerstückelung von lebensräumen durch die rodung von wäldern und die Überbauung von freiflächen für den siedlungs- und straßenbau und für die landwirtschaft, die trockenlegung von feuchtgebieten und die aufstauung von flüssen für die landwirtschaft sowie die Überfischung der meere sind die hauptursache für den rückgang der biologischen vielfalt.