From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
bu nedenle bütün İsrailliler saban demirlerini, kazma, balta ve oraklarını biletmek için filistlilere gitmek zorundaydılar.
descendebat ergo omnis israhel ad philisthim ut exacueret unusquisque vomerem suum et ligonem et securim et sarculu
‹‹krallığımda yaşayan İsrail halkından, kâhinlerden ve levililerden yeruşalime gitmek isteyen herkesin seninle gidebilmesi için buyruk veriyorum.
a me decretum est ut cuicumque placuerit in regno meo de populo israhel et de sacerdotibus eius et de levitis ire in hierusalem tecum vada
biz önden giderek gemiye bindik ve assosa hareket ettik. pavlusu oradan alacaktık. kendisi karadan gitmek istediği için bunu böyle düzenlemişti.
nos autem ascendentes navem enavigavimus in asson inde suscepturi paulum sic enim disposuerat ipse per terram iter facturu
İman etmemiş biri sizi yemeğe çağırır, siz de gitmek isterseniz, önünüze konulan her şeyi vicdan sorunu yapmadan, sorgusuz sualsiz yiyin.
si quis vocat vos infidelium et vultis ire omne quod vobis adponitur manducate nihil interrogantes propter conscientia
apollos ahayaya gitmek isteyince kardeşler onu cesaretlendirdiler. onu iyi karşılamaları için oradaki öğrencilere mektup yazdılar. apollos ahayaya varınca tanrının lütfuyla iman etmiş olanlara çok yardım etti.
cum autem vellet ire achaiam exhortati fratres scripserunt discipulis ut susciperent eum qui cum venisset contulit multum his qui credideran
birinci ayın on ikinci günü yeruşalime gitmek üzere ahava kanalından ayrıldık. tanrımızın eli üzerimizdeydi; yol boyunca düşmandan, pusuya yatanların saldırısından bizi korudu.
promovimus ergo a flumine ahavva duodecimo die mensis primi ut pergeremus hierusalem et manus dei nostri fuit super nos et liberavit nos de manu inimici et insidiatoris in vi
pavlus korintteki kardeşlerin yanında bir süre daha kaldı. sonra onlarla vedalaştı, priskilla ve akvila ile birlikte suriyeye gitmek üzere gemiyle yola çıktı. adakta bulunmuş olduğu için kenherede saçlarını kestirmişti.
paulus vero cum adhuc sustinuisset dies multos fratribus valefaciens navigavit syriam et cum eo priscilla et aquila qui sibi totonderat in cencris caput habebat enim votu
terah, oğlu avramı, haranın oğlu olan torunu lutu ve avramın karısı olan gelini sarayı yanına aldı. kenan ülkesine gitmek üzere kildanilerin ur kentinden ayrıldılar. harrana gidip oraya yerleştiler.
tulit itaque thare abram filium suum et loth filium aran filium filii sui et sarai nurum suam uxorem abram filii sui et eduxit eos de ur chaldeorum ut irent in terram chanaan veneruntque usque haran et habitaverunt ib
yola çıktıklarında güçlü atlar yeryüzünü dolaşmak üzere gitmek istiyorlardı. melek, ‹‹gidin, yeryüzünü dolaşın!›› deyince, gidip yeryüzünü dolaştılar.
qui autem erant robustissimi exierunt et quaerebant ire et discurrere per omnem terram et dixit ite perambulate terram et perambulaverunt terra
eğer baban yokluğumu sezerse ona, ‹davut aceleyle kendi kenti beytleheme gitmek için benden ısrarla izin istedi; orada bütün ailenin yıllık kurban töreni var› dersin.
si requisierit me pater tuus respondebis ei rogavit me david ut iret celeriter in bethleem civitatem suam quia victimae sollemnes ibi sunt universis contribulibus eiu
sonra şöyle dua ettiler: ‹‹ya rab, sen herkesin yüreğini bilirsin. yahudanın, ait olduğu yere gitmek için bıraktığı bu hizmeti ve elçilik görevini üstlenmek üzere bu iki kişiden hangisini seçtiğini göster bize.››
et orantes dixerunt tu domine qui corda nosti omnium ostende quem elegeris ex his duobus unu