Usted buscó: vivir (Español - Turco)

vivir
yaşamak

odio vivir solo.
yalnız yaşamaktan nefret ediyorum.

vivir para cocinar
live cooking

solía vivir allí.
orada yaşardım.

me encanta vivir contigo.
senle yaşamayı seviyorum.

le gusta vivir en tokio.
o tokyo'da yaşamayı seviyor.

es difícil vivir en esta ciudad.
bu şehirde yaşamak zordur.

está buscando un lugar donde vivir.
yaşamak için bir yer arıyor.

quería vivir en hokkaido, pero no pude.
hokkaido'da yaşamak istedim ama yaşayamadım.

a tom no le gustaba vivir en boston.
tom boston'da yaşamayı sevmiyordu.

a tom no le gustaba vivir en la ciudad.
tom şehirde yaşamayı sevmiyordu.

¡nuestros padres nunca nos dejan vivir!
ebeveynler hiç durmazlar!

tom pensó que mary no querría vivir en boston.
tom mary'nin boston'da yaşamak istemiyeceğini düşündü.

tom no quiere vivir en boston por más de un año.
tom bir yıldan daha fazla boston'da yaşamak istemiyor.

nos has hecho morir dos veces y vivir otras dos.
bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin.

podría vivir perfectamente con las fotos realizadas con la pentax k10d.
İki adet raw format seçeneğine sahip olmak hoş bir durum.

la gente trabajará para vivir, en lugar de vivir para trabajar.
insanlar çalışmak için yaşayacaklarına,yaşamak için çalışıyorlar.

porque mediante la ley he muerto a la ley, a fin de vivir para dios
Çünkü ben tanrı için yaşamak üzere yasa aracılığıyla yasa karşısında öldüm.

mejor es vivir en una tierra desierta que con una mujer rencillosa e iracunda
can sıkıcı ve kavgacı kadınla yaşamaktan yeğdir.

la mejor forma de aprender francés es vivir en un país de habla francesa.
fransızca öğrenmenin en iyi yolu fransızca konuşan bir ülkede yaşamaktır.