Usted buscó: never trust on girls (Inglés - Turco)

(never trust)
(asla güvenme)

never trust tom.
tom'a asla güvenme.

never trust anybody.
asla kimseye inanmayın.

never trust a stranger.
bir yabancıya asla güvenme.

tom would never trust me.
tom bana asla güvenmezdi.

" - ""*"never trust a junkie.
" - ""*"never trust a junkie.

never trust car salesmen or politicians.
hiçbir zaman araba satıcılarına veya politikacılara güvenme.

but what is most amazing is the effect on girls.
ama en inanılmaz etki kızlar üzerinde oluyor.

and put thy trust on the exalted in might, the merciful,-
galib ve esirgeyen(allah)a tevekkül et.

"no reason have we why we should not put our trust on allah.
"bize ne oluyor ki, allah'a tevekkül etmeyelim?

for those who put their trust should put their trust on allah."
güvenenler allah'a güvenmeli."

i would also not allow my sister go to school. it brings shame on girls.
bende kız kardeşimin okula gitmesine izin vermeyeceğim, bu kızlara utanç verecek.

(they are) those who persevere in patience, and put their trust on their lord.
(onlar) sadece rablerine tevekkül ederek sabredenlerdir.

the burden of all the household tasks usually falls on girls and younger siblings, which ensures that they will never overcome these barriers.
ev işlerinin yükümlülüğu genellikle kızlara ve evin en küçüğüne düşer. bu durum da onların asla bariyerleri aşamayacaklarını garanti altına alır.

"no reason have we why we should not put our trust on allah. indeed he has guided us to the ways we (follow).
"bize yollarımızı gösteren allah'a niçin güvenmeyelim?

so one day near the end of my journey, i said, "come on girls, let's take a walk across the brooklyn bridge."
yolculuğumun sonuna yaklaştığım günlerden birinde kızlara dedimki : "haydi kızlar, sinzinle birlkte brooklyn köprüsü'nde bir yürüyüşe çıkalım."

now, behold, thou trustest upon the staff of this bruised reed, even upon egypt, on which if a man lean, it will go into his hand, and pierce it: so is pharoah king of egypt unto all that trust on him.
İşte sen şu kırık kamış değneğe, mısıra güveniyorsun. bu değnek kendisine yaslanan herkesin eline batar, deler. firavun da kendisine güvenenler için böyledir.

"no reason have we why we should not put our trust on allah. indeed he has guided us to the ways we (follow). we shall certainly bear with patience all the hurt you may cause us. for those who put their trust should put their trust on allah."
ve ne diye allah'a dayanmayalım ki gerçekten de o sevketmiştir bizi doğru yola ve elbette bize ettiğiniz eziyetlere katlanacağız ve dayananlar, artık ancak allah'a dayanmalı.