Usted buscó: sadducei (Italiano - Turco)

sadducei
sadukiler

allora i farisei, udito che egli aveva chiuso la bocca ai sadducei, si riunirono insiem
ferisiler, İsanın sadukileri susturduğunu duyunca bir araya toplandılar.

stavano ancora parlando al popolo, quando sopraggiunsero i sacerdoti, il capitano del tempio e i sadducei
kâhinler, tapınak koruyucularının komutanı ve sadukiler, halka seslenmekte olan petrusla yuhannanın üzerine yürüdüler.

appena egli ebbe detto ciò, scoppiò una disputa tra i farisei e i sadducei e l'assemblea si divise
pavlusun bu sözü üzerine ferisilerle sadukiler çekişmeye başladılar, kurul ikiye bölündü.

allora essi compresero che egli non aveva detto che si guardassero dal lievito del pane, ma dalla dottrina dei farisei e dei sadducei
ekmek mayasından değil de, ferisilerle sadukilerin öğretisinden kaçının dediğini o zaman anladılar.

in quello stesso giorno vennero a lui dei sadducei, i quali affermano che non c'è risurrezione, e lo interrogarono
Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen sadukiler, aynı gün İsaya gelip şunu sordular: ‹‹Öğretmenimiz, musa şöyle buyurmuştur: ‹eğer bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alsın, soyunu sürdürsün.›

come mai non capite ancora che non alludevo al pane quando vi ho detto: guardatevi dal lievito dei farisei e dei sadducei?»
ben size, ‹ferisilerin ve sadukilerin mayasından kaçının› derken, ekmekten söz etmediğimi nasıl olur da anlamazsınız?››

i sadducei infatti affermano che non c'è risurrezione, né angeli, né spiriti; i farisei invece professano tutte queste cose
sadukiler, ölümden diriliş, melek ve ruh yoktur derler; ferisiler ise bunların hepsine inanırlar.

vedendo però molti farisei e sadducei venire al suo battesimo, disse loro: «razza di vipere! chi vi ha suggerito di sottrarvi all'ira imminente
ne var ki, birçok ferisiyle sadukinin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören yahya onlara şöyle seslendi: ‹‹ey engerekler soyu! gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı?

paolo sapeva che nel sinedrio una parte era di sadducei e una parte di farisei; disse a gran voce: «fratelli, io sono un fariseo, figlio di farisei; io sono chiamato in giudizio a motivo della speranza nella risurrezione dei morti»
oradakilerden bir bölümünün saduki, öbürlerinin de ferisi mezhebinden olduğunu anlayan pavlus, yüksek kurula şöyle seslendi: ‹‹kardeşler, ben özbeöz ferisiyim. Ölülerin dirileceği umudunu beslediğim için yargılanmaktayım.››