来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
in quello stesso giorno vennero a lui dei sadducei, i quali affermano che non c'è risurrezione, e lo interrogarono
Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen sadukiler, aynı gün İsaya gelip şunu sordular: ‹‹Öğretmenimiz, musa şöyle buyurmuştur: ‹eğer bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alsın, soyunu sürdürsün.›
vedendo però molti farisei e sadducei venire al suo battesimo, disse loro: «razza di vipere! chi vi ha suggerito di sottrarvi all'ira imminente
ne var ki, birçok ferisiyle sadukinin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören yahya onlara şöyle seslendi: ‹‹ey engerekler soyu! gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı?
paolo sapeva che nel sinedrio una parte era di sadducei e una parte di farisei; disse a gran voce: «fratelli, io sono un fariseo, figlio di farisei; io sono chiamato in giudizio a motivo della speranza nella risurrezione dei morti»
oradakilerden bir bölümünün saduki, öbürlerinin de ferisi mezhebinden olduğunu anlayan pavlus, yüksek kurula şöyle seslendi: ‹‹kardeşler, ben özbeöz ferisiyim. Ölülerin dirileceği umudunu beslediğim için yargılanmaktayım.››