Usted buscó: bilateralnim (Serbio - Turco)

oni će razgovarati o tekućim bilateralnim pitanjima.
liderler devam eden ikili meseleleri görüştüler.

novi početak u bilateralnim odnosima nato-a i rusije
nato ve rusya ikili ilişkilerde "beyaz sayfa" açtı

diplomatski dnevnik: beriša i papandreu o bilateralnim vezama
diplomasi günlüğü: berişa ve papandreu ilişkileri değerlendirdiler

nano i bučkovski razgovarali o bilateralnim odnosima i regionalnim pitanjima
nano ile buckovski, İkili İlişkiler ve bölgesel meseleler Üzerinde görüştüler

diplomatski dnevnik: razgovori grčke i francuske o bilateralnim odnosima
diplomasi günlüğü: yunanistan ve fransa ilişkileri değerlendirdiler

oni su razgovarali o bilateralnim odnosima, a posebno o ekonomskim vezama.
görüşmede başta ekonomik olmak üzere ikili ilişkiler üzerinde duruldu.

oni su razgovarali o bilateralnim pitanjima i načinima za unapređivanje ekonomske saradnje.
liderler ikili meseleleri ve ekonomik işbirliğini ilerletmenin yollarını ele aldılar.

dvojica ministara inostranih poslova takođe su razgovarali o bilateralnim ekonomskim odnosima.
dışişleri bakanları ikili ekonomik ilişkiler üzerinde de durdular.

dvojica ministara razgovaraju o bilateralnim odnosima i izgledima turske za članstvo u eu.
görüşmelerde ikili ilişkiler ve türkiye'nin ab üyelik umutları ele alındı.

hrvatski predsednik doputovao je u subotu u mongoliju, na razgovore o bilateralnim odnosima.
hırvatistan cumhurbaşkanı ikili ilişkiler konulu temaslarda bulunmak üzere cumartesi günü moğolistan'a gitti.

husein je izrazio zadovoljstvo bilateralnim odnosima, ali je ukazao da želi da se saradnja proširi.
hüseyin, karşılıklı ilişkilerden duyduğu memnuniyeti ifade edip, ilişkilerin daha da gelişmesini istediğini söyledi.

hrvatski predsednik stipe mesić doputovao je u ponedeljak u Češku republiku na razgovore o bilateralnim odnosima.
hırvatistan cumhurbaşkanı stipe mesiç ikili ilişkiler konulu temaslarda bulunmak üzere pazartesi günü Çek cumhuriyeti'ne gitti.

"zapazili smo novu dinamiku i kvalitet u našim bilateralnim odnosima", rekla je ona.
mitreva "karşılıklı ilişkiler konusunda yeni bir dimanik ve nitelik keşfettik.

hrvatski predsednik stipe mesić pozdravio je izjavu, ukazujući da predstavlja pozitivan korak napred u bilateralnim odnosima.
hırvatistan cumhurbaşkanı stipe mesiç açıklamayı memnuniyetle karşılayarak, bunun ikili ilişkilerde ileri yönde atılmış olumlu bir adım olduğunu söyledi.

bilateralni odnosi između te dve zemlje nisu povezani sa bilateralnim odnosima između eu i svake od ovih zemalja."
İki ülke arasındaki ikili ilişkilerin, ab ile bu ülkeler arasındaki ilişkilerle bağlantısı yok."

dvojica diplomata razgovarali su o bilateralnim odnosima, situaciji na balkanu, napretku srbije ka članstvu u eu i situaciji na kosovu.
İki diplomat ikili ilişkiler, balkanlar'daki durum, sırbistan'ın ab üyelik yolundaki ilerlemesi ve kosova'daki gelişmeleri ele aldı.

bilateralnim sporazumom potpisanim tokom posete predviđeno je jačanje saradnje na polju socijalnog osiguranja, obrazovanja, tehnološkog razvoja i ekonomskih odnosa.
ziyaret sırasında imzalanan ikili bir anlaşmada sosyal sigorta, eğitim, teknolojik gelişim ve ekonomik ilişkiler alanlarındaki işbirliğinin ilerletilmesi öngörülüyor.

francuski premijer dominik de vilpen posetio je u četvrtak (1. februara) bukurešt radi razgovora o bilateralnim odnosima.
fransa başbakanı dominique de villepin ikili ilişkileri konu alan görüşmeler için 1 Şubat perşembe günü bükreş'i ziyaret etti.

tadić je pozdravio mogućnost da se uspostavi nova faza u bilateralnim odnosima, ali je ponovio da "srbija nikada neće priznati kosovo".
tadiç de ikili ilişkilerde yeni bir safha başlatma fırsatını memnuniyetle karşılamakla birlikte, "sırbistan kosova'yı asla tanımayacaktır." tutumunu da yineledi.

albanski ministar odbrane gazmend oketa boravio je u vašingtonu gde je u četvrtak (4. decembra) sa zvaničnicima razgovarao o bilateralnim vojnim odnosima.
arnavutluk savunma bakanı gazmend oketa, ikili askeri ilişkiler konusunda görüşmek üzere 4 aralık perşembe günü washington'a gitti.