Usted buscó: mislim (Serbio - Turco)

ja mislim da neće.
bunun olacağını sanmıyorum.

„mislim, pogledajte me.
dumitrache, "demek istediğim, bana bir bakın.

danas mislim drugačije.
ancak bugün daha farklı düşünüyorum.

mislim da to nije fer."
bence bu adil değil."

haliti: mislim da jeste.
haliti: bence olası.

perkins: da, mislim da hoće.
perkins: kazandırabilir ve kazandıracaktır.

ja mislim da to nije mala stvar.
bence bu hiç de azımsanacak bir şey değil.

ja ovde ne mislim samo na tržišta rada.
burada yalnızca emek piyasalarından da bahsetmiyorum.

"mislim da je mika imao najzabavniji nastup.
"bence en eğlenceli performansı mika sergiledi.

„mislim da su mali, ali neophodan doprinos.
bastian setimes'a verdiği demeçte, "bunların küçük fakat gerekli bir katkı olduğunu düşünüyorum.

ivanović: mislim da možemo da ga osvojimo.
İvanoviç: bence kazanabiliriz.

ivanović: mislim o tome samo kada me pitaju!
İvanoviç: sadece sorulduğu zaman düşünüyorum!

"mislim da srbija ide paralelnim putem ka eu.
topiç, "sırbistan'ın ab'ye paralel bir yolda ilerlediğini düşünüyorum.

mislim da je to normalno“, rekao je ministar.
bence bu normal." dedi.

"mislim da je urađeno sve što se moglo uraditi.
bitmiş barajı denetledikten sonra konuşan basescu, "yapılabilecek her şeyin yapıldığını düşünüyorum.

mislim da je to vrlo aktivno učešće, a ne izolacija.
bunun tecrit değil, son derece aktif bir katılım olduğunu düşünüyorum.

džozef: ja mislim da po tom pitanju makedonci preteruju.
joseph: bence makedonlar bu meseleyi abartıyorlar.

"mislim da je turska na kocki", rekao je on.
demir, "bence türkiye tehlike altında.

mislim da je to bilo potpuno prirodno, a bilo je i patriotizma.
bence bu oldukça doğal bir şeydi ve işin içinde bir miktar vatanseverlik de vardı.

"mislim da sam izgubio 5kg tokom utakmice skačući i vičući.
almanya'da yaşayan ve stadthalle'deki karşılaşmayı izlemek için viyana'ya giden bir hırvat olan franjo alajbeg, "maç sırasında zıplayıp tezahürat yapmaktan herhalde 5 kilo vermişimdir.