Usted buscó: bir senedir (Turco - Inglés)

"hayır, yaklaşık bir senedir buradayız" dedi.
and he said, "no, we've been here about a year."

neyse bu adamla flört ediyoruz ve bir senedir falan devam ediyor.
i was dating this guy and it was going on for about a year, right.

güzel bir sesin var.
you have a beautiful voice.

bir sene sonra, işte böyle.
one year later, how she is.

kesinlikle hoş ahenkli bir sesin var.
you sure have a nice singing voice!

bırak bir doları bir sentim bile yok
i don't have a cent, let alone a dollar.

mahmut'u bir sene sonra gördüm.
i met mahmoud one year later.

benim olmayan bir sesin rahatlatıcı bir tarafı vardı.
there was something comforting about a voice that was not my own.

bence mutlulugun dunyaya bir seye mal olmamasi oldukca makul.
and so i think it's really quite feasible that happiness does not cost the earth.

hani bunu alalım bir sene önceden, günü gelince gideriz şeklinde.
well, you say "let's buy it a year in advance, we go there when the time come.s"?

bir sene sonra orta doğu'yla ilgili çıkan patırtıları dinliyordum.
a year later, i was listening to all the noise about the middle east conflict.

a.j. jacobs'tan incil'e uygun bir sene
a.j. jacobs' year of living biblically

bir sene sonra, fotoğraflar paris belediye binası'nin önünde sergilendi.
a year later, the exhibition was displayed in front of the city hall of paris.

1914 yılında vitebsk'e geri döndü ve bir sene sonra nişanlısı bella ile evlendi.
a year later he married bella rosenfeld and they had their first child, ida.

aslında bir sene önce bunun dramatik bir örneğini gördük - kopenhag, iklim değişikliği konferansı,
there was a dramatic illustration of this actually a year ago -- copenhagen, climate change conference.

boylece bir semti (arma) deniz kenarinda diger semtleri ise bir tepe yamaclarinda bulunur.
later it was part of the kingdom of sardinia (1815) and of the kingdom of italy (1861).

miletiç'in kampanya sloganı "güzel bir sesiniz var -- kullanın" şeklinde.
his campaign slogan is "you have a beautiful voice -- use it".

biri seni buraya getirdi ama kim olduğunu hatırlamıyorsun.
somebody brought you here,you don't remember who.