Vous avez cherché: are you just waking up from sleep (Anglais - Turc)

to have to wake up from sleep.
kovayı boşaltmayı unutma, sütler patlaybilir!

locks screen when waking up from suspension
sistem askıya alma işleminden uyandırılırken ekranı kilitler

are you just going to stand there all day?
bütün gün sadece orada mı duracaksın?

now why are you just wandering around saying this obvious thing?"
Şimdi neden bu açık şeyi söylemek için etrafında dolanıyorsun?

and i said to her, "are you just doing this all the time?"
dedim ki, "bunu hep mi yapıyorsun?"

they said, “are you telling us the truth, or are you just playing?”
"bize gerçeği mi getirdin, yoksa oyun mu oynuyorsun," dediler.

so wait patiently (o muhammad saw) for the decision of your lord, for verily, you are under our eyes, and glorify the praises of your lord when you get up from sleep.
artık, rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, bizim gözlerimizin önündesin. ve her kalkışında rabbini hamd ile tesbih et.

they said, ‘are you telling the truth, or are you [just] kidding?’
"bize gerçeği mi getirdin, yoksa oyun mu oynuyorsun," dediler.

such (being their state), we raised them up (from sleep), that they might question each other.
birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık.

and the daughter says, as tactfully as possible, "mom, are you aware that you just went through two red lights?"
ve kızı mümkün olduğunca nazik bir şekilde: "anne iki kez kırmızı ışıkta geçtiğinin farkında mısın?" diye sormuş.

take a look at this sentence: "one morning, as gregor samsa was waking up from anxious dreams, he discovered that in his bed he had been changed into a monstrous verminous bug."
Şu cümleye bakalım: "gregor samsa, bir sabah, sıkıntılı rüyalar gördüğü uykusundan uyandığında, kendini yatağında ürkütücü dev bir böceğe dönüşmüş buldu."

now as a closing thought, i believe we're actually in a period where we're waking up from this humongous hangover of emptiness and waste, and we're taking a leap to create a more sustainable system built to serve our innate needs for community and individual identity.
Şimdi, kapanış düşüncesi olarak, aslında muazzam boşluk ve tükenmişliğin mahmurluğundan uyandığımız bir dönemde olduğumuza inanıyorum, ve toplum ve bireysel kimliğimize hizmet eden içsel ihtiyaçlarımız için kurulmuş daha sürdürülebilir bir sistem yaratmak için bir atılım yapıyoruz.

such (being their state), we raised them up (from sleep), that they might question each other. said one of them, "how long have ye stayed (here)?"
böylece biz, aralarında birbirlerine sormaları için onları uyandırdık: İçlerinden biri: "ne kadar kaldınız?" dedi.