Vous avez cherché: bringing (Anglais - Turc)

bringing up interface eth0...
eth0 arayüzü seçiliyor...

are you bringing anyone?
birisini getiriyor musun?

bringing solutions to problems
sorunlara çözüm getirme

thanks for bringing me here.
beni buraya getirdiğiniz için teşekkürler.

are you bringing your camera?
kameranı getiriyor musun?

bringing up a baby is hard work.
bir bebek yetiştirmek zordur.

who are you bringing to the play?
oyuna kimi getiriyorsun?

thank you for bringing your computer.
bilgisayarını getirdiğin için teşekkür ederim.

bringing good news, and giving warnings.
bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak.

and so they're bringing in the box.
kutuyu yaklaştırabiliyorlar.

bringing alcoholic drink in the workplace,
İşyerine aikoilü içki sokmak,

in august i'm bringing my sons."
ağustosta çoçuklarımı getireceğim."

and that upon him is another bringing forth.
doğrusu ölümden sonra tekrar dirilten de o'dur.

bringing them to life, bringing them to light.
canlandırmak, gün ışığına çıkarmak.

i could kick myself for not bringing a map.
bir harita getirmediğim için kendimi tekmeleyebilirdim.

they ask you to hasten in bringing chastisement upon them.
azabı getirmen için sana meydan okuyorlar!

> enlargement and the econ om y bringing home the benefits
genişleme ve ekonomi

but bringing about those changes will hardly be easy.
fakat söz konusu değişiklikleri hayata geçirmek kolay olmayacak.

ten countries joined in may, bringing the total to 25.
mayıs ayında birliğe on ülkenin katılımıyla üye sayısı 25 oldu.

and making its night dark and bringing forth its morning light,
gecesini karanlık, gündüzünü parlak şekilde açığa çıkardı.