Vous avez cherché: dense network of rain gauges (Anglais - Turc)

rain gauges
yağmur ölçeği

there is a dense network of mountain springs and rivers.
kaynaklar ve nehirler arasında yoğun bir ağ bulunur.

chance of rain
yağmur ihtimaliweather forecast

chance of rain or snow
yağmur veya kar ihtimaliweather forecast

switzerland has a dense network of cities, where large, medium and small cities are complementary.
İsviçre büyük, orta ve küçük şehirlerden oluşan tamamlayıcı bir kentsel ağa sahiptir.

chance of rain or freezing rain
yağmur veya donmuş yağmur ihtimaliweather forecast

dark clouds are a sign of rain.
koyu bulutlar yağmura işaret eder.

we had a lot of rain last month.
geçen ay çok yağmurumuz vardı.

the paris region is enveloped with the most dense network of roads and highways that connect it with virtually all parts of the country.
başkent paris ve çevresi en yoğun yol ve otoyol ağıyla örülmüş durumdadır ve ülkenin hemen her köşesiyle doğrudan bağlantısı bulunmaktadır.

he closed the window for fear of rain.
o yağmur korkusuyla pencereyi kapattı.

because of rain, i could not go out.
yağmurdan dolayı dışarı çıkamadım.

and those who bear the load (of rain),
(yağmur) yüklü (bulut)lara,

there's been a lot of rain this summer.
bu yaz çok yağmur vardı.

there's a lot of rain all the year round.
yıl boyunca çok yağmur var.

in case of rain, the athletic meeting will be called off.
yağmur halinde atletik toplantı iptal edilecektir.

because of rain, we couldn't go to the beach.
yağmurdan dolayı plaja gidemedik.

he will send down upon you the cloud, pouring down abundance of rain:
"(Öyle yapın ki,) Üzerinize gökten sağanak (bol miktarda yağmur) yağdırsın."

the dearth of rain is straining some power supplies. [petar kos/setimes]
yağış azlığı, elektrik tedariğinde sıkıntı yaratıyor. [petar kos/setimes]

when they smile -- right, you've seen people stop -- all of a sudden, life is being lived there, somewhere up in that weird, dense network.
güldükleri zaman -- evet, insanların birden durduklarını gördünüz-- hayat orada yaşanıyor, garip, yoğun ağın içerisinde bir yerlerde.