Vous avez cherché: grabbed (Anglais - Turc)

he grabbed her hand.
o onun elini tuttu.

she grabbed a shower.
o hızlı bir duş aldı.

tom grabbed mary's arm.
tom mary'nin kolunu tuttu.

she grabbed him by the hand.
o, onu elinden tuttu.

he grabbed me by the collar.
o, beni yakamdan yakaladı.

he grabbed 48.54% of the vote.
bandiç oyların %48,54'ünü topladı.

the screen has been successfully grabbed.
ekran görüntüsü başarılı bir şekilde yakalandı.

they had already grabbed our democratic right.
demokratik hakkımızı gasp etmişler zaten.

he grabbed his pen, he snatched his scissors.
kalemini aldı, makası kaptı.

that man grabbed the young girl's wrist.
o adam genç kızın bileğini yakaladı.

mahmoud grabbed his son, i grabbed someone else.
mahmut oğlunu kaptı, ben başkasını kaptım.

she grabbed him by the hand and pulled him onto the boat.
onu elinden yakaladı ve onu tekneye çekti.

tom grabbed a knife, an onion and a chopping board.
tom bir bıçak, bir soğan ve bir doğrama tahtası aldı.

tom grabbed the gun away from mary before she could kill herself.
tom o kendini öldürmeden önce silahı mary'den aldı.

a virus grabbed onto a bacterium and it slipped its dna into it.
bir virüs bir bakterinin üzerine tutundu ve dna'sını onun içine doğru kaydırdı.

the arrest grabbed headlines in serbia and beyond. [reuters]
tutuklama, sırbistan ve ötesinde manşetleri kapladı. [reuters]

my mom grabbed us by the shoulders. she marched us out in the field.
annem bizi omuzlarımızdan kavradı ve tarlaya doğru yürüttü.

i grabbed all the reference, and i found this lovely piece of reference.
bütün kaynakları aldım, ve bu şahane referans parçasını buldum.

she chased him to the door, grabbed him from behind, and tore off his shirt.
derken ikisi de kapıya doğru koştu.

so i dove through the inner tube, and the bully of the camp grabbed my ankles.
ve ben de bir lastiğin içinden atladım ve kampın kabadayısı beni ayak bileklerimden yakaladı.