Vous avez cherché: he was always as much as his word (Anglais - Turc)

he was as good as his word.
o, sözü kadar iyiydi.

he is as good as his word.
o, sözü kadar iyidir.

he was always faithful to his wife.
o her zaman karısına sadık idi.

he was as good a pianist as his mother.
o annesi kadar iyi bir piyanistti.

not as much as you
sen ciddimisin

at school he was always at the top of his class.
okulda o her zaman sınıfın zirvesindedir.

he was always drinking in those days.
o, o günlerde hep içki içiyordu.

eat as much as you like.
İstediğin kadar çok ye.

he earns three times as much as i do.
o, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.

he was always ready to help people in trouble.
o her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.

i hate tom as much as you do.
tom'dan senin kadar çok nefret ediyorum.

tom ate twice as much as i did.
tom benim yediğimin iki katı kadar çok yedi.

i want to go home as much as you do.
sizin kadar çok eve gitmek istiyorum.

i'll help you as much as i can.
sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.

i want to leave here as much as you do.
senin kadar çok buradan ayrılmak istiyorum.

few treasures are worth as much as a friend.
bir arkadaş az sayıda hazine kadar çok değerlidir.

i don't like music as much as you do.
müziği senin sevdiğin kadar çok sevmiyorum.

i only intend to reform you as much as i can.
ben ancak, gücüm yettiğince reform yapmak istiyorum.

also its metal content is twice as much as the sun.
ayrıca metal içeriği güneş'ten iki kat fazladır.

so, we create silence as much as we create sound.
bu açıdan, ses yarattığımız kadar sessizlik de yaratıyoruz.