Vous avez cherché: invisible (Anglais - Turc)

invisible
görünmez

invisible grid
görünmeyen izgara

air is invisible.
hava görünmezdir.

"i feel invisible to you."
"sana karşı görünmez hissediyorum."

it's our invisible reality.
o bizim görünmez gerçekligimiz.

john lloyd inventories the invisible
john lloyd görülmeyenin envanterini yapıyor

and i was no longer invisible.
görünmez birisi hiç değildim.

cows are invisible. cows are boring.
İnekler görülebilirdir. İnekler sıkıcıdır.

the images make the invisible visible.
bu kareler, gözle görülemeyeni görülür kılıyor.

so the question is, what is invisible?
yani sorumuz şu, görünmez olan nedir?

discard both the visible and invisible sin.
günahın açığını da gizlisini de bırakın!

i can feel the invisible stirrings in the air.
havada görünmeyen kıpırtıları hissedebiliyorum.

and i think, miscarriage is an invisible loss.
sanırım düşük yapmak görünmez bir cenaze gibi.

it makes failure invisible, inconceivable and inevitable.
bu başarısızlığı görünmez, anlaşılmaz ve kaçınılmaz kılıyor.

his is the invisible of the heavens and the earth.
göklerin ve yerin gaybı o'na aittir.

science and technology: new material makes objects invisible
bilim ve teknoloji: yeni materyal nesneleri görünmez yapıyor

so everything that matters, that's important, is invisible.
yani, önemi olan herşey, mühim olan şeyler görünmüyorlar.

the user's ip address is invisible to the viewed website.
kullanıcının ip adresi görüntülenen web sitesinden gizlenir.

invisible -- everyone of us does it every day, so to speak.
gözle görünmeyen bir teknoloji, herkesin her gün uyguladığı bir şey.

i bet he thought he wished he was invisible, don't you?
İddiaya girerim ki o an görünmez olmayı dilemiştir, değil mi?