Vous avez cherché: keeping (Anglais - Turc)

keeping current
güncel tutmak

stock keeping unit
sku

what's keeping tom?
tom'u ne koruyor?

i'm keeping count.
sayısını tutuyorum.

keeping up with the kardashians
keeping up with the kardashians

keeping balances is important.
dengeleri tutmak önemlidir.

they're keeping you alive.
onlar sizi hayatta tutuyor.

for the keeping of the quraish
(hiç değilse kendilerini) kureyş’i ‘bir araya getirip anlaştırdığı’

this safe is for keeping valuables.
bu kasa değerli eşyaları saklamak içindir.

he's keeping a straight face.
o, ciddiyetini koruyor.

i gave up keeping up with trends.
tendlere yetişmekten vazgeçtim.

how far we have come by keeping interested
ilgilene ilgilene nerelere geldik

god is sufficient in keeping the account.
allah hesap gören olarak yeter.

is your salary keeping up with inflation?
maaşın enflasyona ayak uyduruyor mu?

i'm used to keeping early hours.
erken kalkmaya alışkınım.

i was annoyed with him for keeping me waiting.
beni beklettiği için ona kızgındım.

enable terminal output (no password keeping)
terminal çıktısını etkin kıl (parola kaydedilmez)

or are thy lord's treasuries in their keeping?
yahut rabbinin hazineleri onların yanında mıdır?

he's now keeping a constant distance to thomas.
Şu an thomas ile arasında sabit bir mesafe tutuyor.

invalid sent-mail folder. keeping message in outbox.
geçersiz gönderilmiş- iletiler dizini. İletiler giden kutusunda tutuluyor.