Vous avez cherché: not bad (Anglais - Turc)

not bad.
fena değil.

it's not bad.
fena değil.

the idea is not bad.
fikir fena değil.

rain. not bad. not bad.
yağmur. hiç fena değil. hiç fena değil.

not bad for a start.
başlangıç için fena değil.

you're not bad at this.
buna fena değilsin.

yours is not bad, either.
seninki de fena değil.

not bad. it's also not good.
kötü değil. İyi de değil aynı zamanda.

now we know that fat is not bad.
bu sayede yağ yakımı kolaylaşır.

"how are you doing?" "not bad."
"nasılsın?" "fena değil."

it is not bad to give alms in public.
allah rızası için yaptığınız maddî yardımlarınızı açıkça verirseniz ne güzel!

not bad. but i'm a little tired.
fena değilim. ama biraz yorgunum.

not bad, not bad. no serious injuries so far.
kesinlikle kötü değil. hiç ciddi bir yaralanma yaşanmadı şimdiye kadar.

that's not bad, that's a good improvement.
bu kötü değil, aslında iyi bir gelişme.

another point of view and that slogan are not bad.
Şey fena değil başka bir bakış, o slogan fena değil.

but overall, finishing eighth in the world is not bad.
ancak genel olarak dünyada 8. sırada bitirmek kötü değil.

not bad, except if you look at that cover, what's missing?
hiç fena değil, ancak kapağa bir bakın, ne eksik burada?

and it is about the dirty word "compromise." compromise is not bad.
ve kimsenin sevmediği kelime "uzlaşma" ile alakalı. uzlaşmak kötü değildir.

zoran dragisic: at the moment, the security situation in kosovo is not bad.
zoran dragisiç: Şu anda kosova’daki güvenlik durumu kötü değil.

just as all carbs are not bad for you, all fats are not bad for you. there are good fats.
tüm karbonhidratların kötü olmaması gibi, tüm yağlar da kötü değildir. İyi yağlar var.