Vous avez cherché: perfection (Anglais - Turc)

perfection
mükemmellik

persistent perfection.
persistent perfection.

parking perfection 2
gossip girl maç oyu

shaping aluminium to perfection
shaping aluminium to perfection

he brought the art of painting to perfection.
o, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı.

out of zion, the perfection of beauty, god hath shined.
parıldıyor tanrı.

on the other hand, we kids still dream about perfection.
diğer yandan, biz çocuklar hala mükemmeliği düşleyebiliriz.

and that last point has made visual effects a constant quest for perfection.
ve bu son nokta görsel efektleri, mükemmellik için sabit bir arayış yapmıştır.

i have seen an end of all perfection: but thy commandment is exceeding broad.
ama senin buyruğun sınır tanımaz.

on high hath he raised its canopy, and he hath given it order and perfection.
allah onu direksiz yükseltti ve kusursuz işleyen bir sisteme bağladı.

so it's not really that out of these haphazard contacts, perfection arises.
yani bu gerçekten rastgele bağlantıların dışında değildir, evrim zuhur eder.

canst thou by searching find out god? canst thou find out the almighty unto perfection?
her Şeye gücü yetenin sınırlarına ulaşabilir misin?

and when he was full grown, and reached the perfection of his strength, we gave him judgment and knowledge.
(musa), güçlü çağına erip, olgunlaşınca biz ona hüküm ve ilim verdik.

to pursue perfection, maintain and continuously improve the elements of the four preceding principles at process task level.
mükemmelliğin peşinden gitmek, önceki dört ilkenin unsurlarını süreç görev düzeyinde sürdürmek ve sürekli iyileştirmek.

such is the work of god, who has ordered all things to perfection: he is fully aware of what you do.
doğrusu o, yaptıklarınızdan haberdardır.

for the creation, validity, perfection or priority of the liens of ebrd in or under the following security documents:
aşağıdaki teminat belgeleri kapsamında ebrd'nin İpotek haklarının oluşturulması, geçerliliği, gerçekleştirilmesi veya önceliği:

he setteth an end to darkness, and searcheth out all perfection: the stones of darkness, and the shadow of death.
son sınırına kadar araştırır.

and when he was full grown, and reached the perfection of his strength, we gave him judgment and knowledge. as such we recompense the gooddoers.
ergenlik çağına gelip olgunlaşınca ona peygamberlik ve bilgi verdik ve biz, iyilik edenleri böylece mükafatlandırırız.

and when he was fully grown and in the perfection of his strength, we gave him judgment and knowledge; even so do we recompense the good-doers.
(musa), güçlü çağına erip, olgunlaşınca biz ona hüküm ve ilim verdik. İşte güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.

he regulates all affairs from high to low, then they rise to perfection step by step in a (heavenly) day whose measure is a thousand years of your reckoning.
(allah) emri gökten yere tedbir eder (buyruğunu indirir). sonra emir, sizin hesabınızca bin yıl süren bir gün içinde o'na çıkar.