Vous avez cherché: perfectly imperfect (Anglais - Turc)

perfectly imperfect
kusursuz kusurlu

i am perfectly imperfect
ako ay ganap na hindi perpekto

imperfect knowledge
eksik bilgi

it fits perfectly.
mükemmel şekilde uyuyor.

hold perfectly still.
tamamen kıpırdama.

it's perfectly fine.
kesinlikle bunda bir sorun yok.

it fits the room perfectly.
odayla mükemmel bir uyum sağlıyor.

i'm perfectly happy.
tamamen mutluyum.

he speaks russian perfectly.
o, rusçayı mükemmel şekilde konuşur.

some disorders can correct perfectly
bazı düzensizlikler mükemmel bir şekilde düzeltilebilr.

i always run it perfectly fine.
her zaman çok rahat koşmuşumdur.

perfectly we formed them, perfect,
biz (oradaki) kadınları da yeniden bir güzel inşa' etmişiz,

i can understand your position perfectly.
pozisyonunuzu tamamen anlayabiliyorum.

and then the school enacts perfectly well.
ve okul rolünü gayet mükemmel oynar,

the music works perfectly in that setting.
müzik bu çevreyle mükemmel bir uyum içinde.

you're ruining a perfectly good paint job.
mükemmel bir portreyi mahvediyorsun.

there is no perfect mustard or imperfect mustard.
mükemmel hardal veya mükemmel olmayan hardal yoktur.

"monetary business cycles (imperfect information).
"monetary business cycles (imperfect information).

and he's perfectly making his way between the two.
ve mükemmel bir şekilde ikisinin arasından da geçiyor.

as such, many of his claims for precision are of imperfect quality.
kesinlik olarak sunduğu şeylerin çoğu da bu iddiasını karşılamaz.