Vous avez cherché: pupil (Anglais - Turc)

pupil
göz bebeği

pupil (eye)
göz bebeği

if pupil does not like his mark
öğrenci onun işareti gibi değilse

the pupil was punished for smoking.
Öğrenci sigara içtiği için cezalandırıldı.

the pupil was half asleep in class.
Öğrenci sınıfta uyukluyordu.

the pupil held up his hand to ask a question.
Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.

the teacher pointed out the pupil's mistakes.
Öğretmen öğrencilerinin hatalarını gösterdi.

it is the process of measuring the pupil's diameter.
göz bebeğinin çapının ölçülmesi işlemidir.

turns out that dai manju was the best pupil in her grade.
dai manju'ya dönersek, sınıfının en iyisi.

a teacher should never make fun of a pupil who makes a mistake.
bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.

furthermore, the pupil will dilate if a person sees an object of interest.
ayrıca eğer kişi ilgi çekici bir nesne görürse de göz bebekleri büyür.

in 1919 he married a former pupil, the singer elsa olivieri-sangiacomo.
1925 yılında eski öğrencisi elsa olivieri-sangiacomo ile evlendi.

the macedonian government officially launched the computer for every pupil programme on march 13th.
makedon hükümeti her Öğrenciye bilgisayar programını 13 mart'ta resmen başlattı.

after 25 years of age the average pupil size decreases, though not at a steady rate.
25 yaşından sonra ortalama göz bebeği boyutu düzenli olmayan bir oranda azalır.

lenbach was already accomplished when he became the pupil of piloty, with whom he set out for italy in 1858.
piloty'nin öğrencisi olana kadar belirli bir teknik geliştirmiş olan sanatçı 1858 yılında İtalya'yı ziyaret etti.

the pupil becomes smaller and larger according to light intensity, and in some people the pupil is structurally larger.
gözbebeği ışık şiddetine göre büyüyüp küçülür ve bazı kişilerde yapısal olarak gözbebeği daha geniştir.

light enters the eye through the pupil, and the iris regulates the amount of light by controlling the size of the pupil.
işık göz bebeği yoluyla göze girer ve göz bebeğinin boyutunu kontrol eden iris içeri giren ışığın miktarını düzenler.

also, a pupil was watching something on his mobile phone, and the teacher came and slapped him," shpend said.
ayrıca, bir öğrenci cep telefonunda bir şey izlerken öğretmen geldi ve ona tokat attı." dedi.

beatrice continued her education at the independent st. george's school in ascot, where she was a pupil from 2000 to 2007.
2000'den 2007'ye kadar prenses İngiltere berkshire, ascot'taki st.george's okuluna devam etti.

at a "realschule", a pupil gets an extended education and learns at least one foreign language, usually english.
bazı realschule`lerde öğrencilerin İngilizcenin yanında ikinci bir yabancı dil seçme hakları da vardır.