Vous avez cherché: sinned (Anglais - Turc)

sinned
günah

i have sinned.
ben günah işledim.

your hearts have sinned.
Çünkü kalpleriniz sapmıştı.

forgive me, for i have sinned.
beni affedin, zira ben günah işledim.

forgive me father for i have sinned.
günah işlediğim için beni affet tanrım.

bless me father, for i have sinned.
günah işlediğim için beni kutsayın peder.

then we took revenge on those who sinned.
(onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir.

in all this job sinned not, nor charged god foolishly.
bütün bu olaylara karşın eyüp günah işlemedi ve tanrı'yı suçlamadı.

he was a jinn and he sinned against the command of his lord.
ne var ki İblis eğilmemişti. o cinlerden idi.

and they sinned yet more against him by provoking the most high in the wilderness.
günah işlemeye devam ettiler.

veriiy those who have sinned were wont at those who had believed to laugh,
cürümlere, suçlara batanlar dünyada iken, müminlerle alay edip onlara gülerlerdi.

similarly, pharaoh, and those before him, and the ruined villages, sinned
fir'avn ve ondan öncekiler ve altüst olmuş kentler(in halkı olan lut kavmi) de hatalı iş yaptılar.

"the god indra has sinned, in that he has sinned against ... a brahmin.
"tanrı İndra günah işledi. bir brahman'a karşı günah işlediğinden...

drought and heat consume the snow waters: so doth the grave those which have sinned.
Ölüler diyarı da günahlıları alıp götürür.

and the lord said unto moses, whosoever hath sinned against me, him will i blot out of my book.
rab, ‹‹kim bana karşı günah işlediyse onun adını sileceğim›› diye karşılık verdi,

they said, "father, ask god to forgive our sins; we have certainly sinned".
(allah'tan) bizim günahlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten günahkarlar idik.

as they were increased, so they sinned against me: therefore will i change their glory into shame.
onların onurunu utanca çevireceğim. süryanice ve bazı eski İbrani din bilginlerine göre ‹‹onurumu utanca çevirecekler››.

they said, "we swear by god that he has given preference to you over us and we have sinned".
"allah'a andolsun ki allah seni bizden üstün tutmuştur. biz gerçekten hatalıydık," dediler.

and blessed him and isaac too: some of their offspring were good, but some clearly sinned against their souls.
hem ona hem İshak'a bereketler verdik. her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var.

we have sinned, and have committed iniquity, and have done wickedly, and have rebelled, even by departing from thy precepts and from thy judgments:
buyruklarından, ilkelerinden ayrılıp günah, suç işledik, kötülük yaptık, başkaldırdık.