Vous avez cherché: stints (Anglais - Turc)

after brief stints in cairo and alexandria, he settled in paris in 1925.
kahire ve İskenderiye'de kısa süre kaldıktan sonra 1925 yılında paris'e yerleşti.

but when he tries him and stints for him his provision, then he says, 'my lord has despised me.'
ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "rabbim beni zillete düşürdü." der.

the country will be the third former communist state to chair the eu since slovenia and the czech republic's stints in 2008 and 2009, respectively.
Ülke, slovenya ve Çek cumhuriyeti'nin sırasıyla 2008 ve 2009 yıllarındaki dönem başkanlıklarından bu yana ab'ye başkanlık edecek üçüncü eski komünist ülke olacak.

you are those who are called upon to spend for god's cause, but among you are those who are niggardly, and whoever stints does so against his own self.
ama cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder. allah zengindir, siz ise fakirsiniz.

behold! you are those who are called upon to spend for god's cause, but among you are those who are niggardly, and whoever stints does so against his own self.
sizler, allah yolunda harcamaya çağrılıyorsunuz, ancak bir kısmınız cimrilik etmektedir. kim cimrilik ederse kendisine karşı cimrilik etmiş olur.

allah giveth without stint to whom he will.
"allah, dilediğine hesapsız rızık verir."