Vous avez cherché: we did not get a chance to change all of them (Anglais - Turc)

and so we now get a chance to be truly proud of this movement.
ve işte şimdi bu hareketle gurur duymamız için bir fırsatımız var.

i did not get a direct answer.
doğrudan bir yanıt alamadım.

we did not believe you could do that and therefore we have to change our policy.'"
bunu yapabileceğinize inanmıyorduk, bu nedenle de politikamızı değiştirmek zorundayız.'"

we did not create them except in truth, but most of them do not know.
biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. ne var ki onların çoğu bilmezler.

we did not create them both but with the truth, but most of them do not know.
biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. ne var ki onların çoğu bilmezler.

we did not create them except with consummate wisdom; but most of them do not know.
biz onları ancak belli bir amaca göre yarattık. ne var ki onların çoğu bilmezler.

we did not find the covenant upheld by the majority of them, but we found most of them evildoers.
biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

we did not find most of them true to their covenants; indeed we found most of them to he transgressors.
biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

and we did not find for most of them any covenant; but indeed, we found most of them defiantly disobedient.
biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21,25; 57,8]

i like this slide, because it’s a chance to talk about what really motivates people to change, and what doesn’t.
bu slaydı seviyorum, çünkü insanları değişmek için neyin motive edip etmediğini konuşabilmek için bir şans veriyor.

"komsic will not take up this post -- he did not get a single vote from a true croat.
joviç, "komsiç bu görevi almayacak -- gerçek bir hırvat'tan tek bir oy bile almadı.

some of them we told you about, and some we did not tell you about.
onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır.

"we did not get what we thought we should, but no one got everything they wanted," dodik said.
dodik, "almamız gerektiğini düşündüğümüz şeyi almadık, fakat kimse istediği şeyi almadı." dedi.

we sent messengers before you. some of them we told you about, and some we did not tell you about.
and olsun ki, senden önce birçok peygamberler gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık; hiçbir peygamber, allah'ın izni olmadan bir mucize getiremez.