Vous avez cherché: başladılar (Turc - Amharique)

birbirlerini yermeye başladılar .
የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ ፡ ፡

dönüp birbirlerini kınamağa başladılar :
የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ ፡ ፡

ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar .
የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ ፡ ፡

bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar .
የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ ፡ ፡

ardından , kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar .
የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ ፡ ፡

bir birlerine dönerek birbirlerini kınamaya başladılar .
የሚወቃቀሱም ኾነው ከፊሎቻቸው በከፊሉ ላይ መጡ ፡ ፡

paralarını alınca bağ sahibine söylenmeye başladılar:
ተቀብለውም። እነዚህ ኋለኞች አንድ ሰዓት ሠሩ፥ የቀኑንም ድካምና ትኩሳት ከተሸከምን ከእኛ ጋር አስተካከልሃቸው ብለው በባለቤቱ ላይ አንጐራጐሩ።

böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar .
ከእርሱም የሸሹ ሆነው ኼዱ ፡ ፡

onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar .
በተዓምራታችንም በመጣባቸው ጊዜ ወዲያውኑ እነርሱ በእርሷ ይስቃሉ ፡ ፡

elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar.
ከእነርሱም ይህን ሊያደርግ ያለው ማን እንደ ሆነ እርስ በርሳቸው ይጠያየቁ ጀመር።

bunu işiten on öğrenci yakupla yuhannaya kızmaya başladılar.
አሥሩም ሰምተው በያዕቆብና በዮሐንስ ይቈጡ ጀመር።

fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeğe başladılar .
ስቃዩን ከእነርሱ ላይ በገለጥንም ጊዜ ወዲያውኑ ኪዳናቸውን ያፈርሳሉ ፡ ፡

nöbetçiler korkudan titremeye başladılar, sonra ölü gibi yere yıkıldılar.
ጠባቆቹም እርሱን ከመፍራት የተነሣ ተናወጡ እንደ ሞቱም ሆኑ።

Şabat günü böyle şeyler yaptığı için İsaya zulmetmeye başladılar.
ስለዚህም በሰንበት ይህን ስላደረገ አይሁድ ኢየሱስን ያሳድዱት ነበር ሊገድሉትም ይፈልጉ ነበር።

onlara ayetlerimizi getirince onlar o ayetlerle alay edip gülmeğe başladılar .
በተዓምራታችንም በመጣባቸው ጊዜ ወዲያውኑ እነርሱ በእርሷ ይስቃሉ ፡ ፡

bunun üzerine onlar aralarında tartışmaya ve fısıldaşmaya , kulislere başladılar .
( ድግምተኞቹ ) በመካከላቸውም ነገራቸውን ተጨቃጨቁ ፡ ፡ ውይይትንም ደበቁ ፡ ፡

fırtına bizi bir hayli hırpaladığı için ertesi gün gemiden yük atmaya başladılar.
ነፋሱም በርትቶ ሲያስጨንቀን በማንግሥቱ ከጭነቱ ወደ ባሕር ይጥሉ ነበር፥

parayı seven ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsayla alay etmeye başladılar.
ገንዘብንም የሚወዱ ፈሪሳውያን ይህን ሁሉ ሰምተው ያፌዙበት ነበር።

zulmedenler azabı görmeye başladılar mı hafifletilmez azapları ve mühlet de verilmez onlara .
እነዚያም የበደሉት ቅጣቱን ባዩ ጊዜ ከእነሱ ( ቅጣቱ ) አይቀለልላቸውም ፡ ፡ እነሱም ጊዜ አይስሰጡም ፡ ፡

bunun üzerine , kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler .
( ድግምተኞቹ ) በመካከላቸውም ነገራቸውን ተጨቃጨቁ ፡ ፡ ውይይትንም ደበቁ ፡ ፡