Vous avez cherché: alay (Turc - Anglais)

alay
regiment

benimle alay etme.
don't make fun of me.

tom'la alay etme.
don't tease tom.

de ki: "alay edin.
say, ‘go on deriding.

başkalarıyla alay etmemeliyiz.
we should not make fun of others.

o, kocasıyla alay etti.
she made fun of her husband.

tom'la alay etmemelisin.
you shouldn't make fun of tom.

diğer insanlarla alay etme.
don't make fun of other people.

"onlarla alay edip durduk.
and whom we mocked?

arkadaşları tarafından alay edildi.
she was laughed at by her friends.

tom'un şivesiyle alay ettim.
i made fun of tom's accent.

bir mucize görseler alay ederler.
and if they see any sign, they laugh it away

onlar sık sık patronla alay ederler.
they often make fun of the boss.

Çevremizdekilerin eğlencesi, alay konusu ettin.
thou makest us a reproach to our neighbours, a scorn and a derision to them that are round about us.

acılarımızla alay edip, endişelerimize şüphe katıyor.
it mocks our pieties. it doubts our concern.

ailelerine döndüklerinde, (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi.
and when they returned to their folks they would return amused,